Medeniyetlerin buluşma diyarı olan Hatay, pek çok kültürün günümüzde hala varlığını sürdürdüğü destinasyonlardan biridir. UNESCO tarafından “Barış Kenti” unvanına layık görülen şehir, yüzyılların anısını bugüne taşır.

Anadolu’nun muhteşem tarihi ile bir araya gelme imkanı sunan kenti en güzel şekilde anlatmak gerekirse, asırlar boyunca farklı uygarlıkların çekişmelerini dillendirdiğini söylemek gerekir.

Lezzetine tanık olanları yerinden sürükleyen gastronomisi ile Hatay, aynı zamanda dünya genelinde adını duyuran marka bir şehirdir.

Farklı dillerin ve dinlerin dostluk içinde bir arada yaşadığı kent, yaz aylarında hoş bir cümbüşe dönen tavrı ile deniz, kum ve güneş üçlüsünün şahane buluşmasını sunar.

Şimdi sizinle böyle bir kentin yıllar içinde farklılaşan dinsel yapısını keşfedeceğiz…

Şehir modern görünümü ve eski yapıları olmak üzere derin bir altı yapı içinde iki ayrı bölümden oluşur. Bu ikilemin hoşgörü içinde yaşadığı kentin tarihi kusursuz bir dirilişten oluşur.

Dünyanın ikinci en büyük mozaik koleksiyonuna ev sahipliği yapan Hatay Arkeoloji Müzesi, şehri tanımanız adına ilk ziyaret etmeniz gereken duraklar arasında gelir. Helenistik, Roma ve Bizans’a ait 35 binin üzerinde eserin meraklıları ile bir araya geldiği müze Antakya’dadır.

Dinler Şehri Hatay

Dinler Şehri Hatay

Dünyanın en eski ibadet mekanlarından olan Habib-i Neccar Cami, gerek Müslümanlar, gerekse Hristiyanlar için varlığının ilk yıllarından itibaren büyük bir önem taşır. Anadolu’da kurulan ilk cami olan Habib- Neccar, 636 tarihinde Hz. Ömer hilafetinde inşa edildi. Bizans’ın bölgede hakimiyet kurması ile beraber cami kiliseye dönüştürülse de, Baybars’ın bölgeyi ele geçirmesi ile beraber tekrar cami niteliğine kavuştu. Bugün şehre gelen yerli ve yabancı turistler tarafından büyük bir ilgi gören Habib-i Neccar hakkında tarihte oldukça fazla rivayet vardır. Hatay halkının bugüne kadar kabul edip, benimsediği rivayet ise caminin yıllar içindeki dinsel dönüşümünü açıklar. Putperstliğe inanan Antakya halkının tavrına karşı Hz. İsa’nın gönderdiği elçilere inanan Habib-i Neccar, elçileri korumak isterken bu düşünceyi benimsemeyen halk tarafından öldürülür.

Caminin bulunduğu yerde Habib-Neccar’ın türbesi de vardır. Bugün İslamiyetin yayılmasında önemli bir rol üstlenen caminin aynı zamanda Hristiyanlığın dağılımda da oldukça etkili olduğu görülür. Bu nedenle farklı dinler tarafından hoşgörü ve anlayışın temeli olarak nitelendirilen cami, aslında şehrin kozmopolit yüzünü bize en yalın ifade ile sergiler.