Yüzyıllara uzanan en önemli şehirlerden olan İstanbul, dünyanın sayısız kültürüne ve bu kültürün ardından gelen tarihe sonuç olarak ise bunların en büyük yansıması olan mimari geleneğe ev sahipliği yapıyor. Yıl boyunca ülke içinde yerli turistin en çok ziyaret ettiği şehir olan İstanbul, aynı zamanda dünyanın da gözde turizm destinasyonu olarak ilk sıralarda gelir.

Bizans ve Roma İmparatorluğu gibi bu iki medeniyetten sonra Osmanlı’nın devraldığı kent, öyle bir büyüye sahiptir ki, fethinin ardından bir çağı kapatıp, diğer çağı açma kudretine erişti. Anadolu ve Avrupa ülkelerini dünya üzerinde birleştiren en büyük toprak parçası olan İstanbul, bugün tarihi ve kültürel değerleri kadar Anadolu’nun nefis lezzetleri ile gastronomi şehri, doğal güzellikleri ile de tabiatın lütfudur.

Doğu Roma'nın Günümüze Ulaşan Tek Kalesi

Doğu Roma’nın Günümüze Ulaşan Tek Kalesi

Beykoz’un o muhteşem ormanları arasından Karadeniz’i eşsiz manzaraları ile en güzel şekilde karşılayan Yoros Kalesi çeşitli isimler ile bilinir. Bunlardan en sık kullanılanları ise “Anadolu Kavağı Kalesi”, “Bizans Kalesi” ve “Ceneviz Kalesi”dir.

Şehrin Karadeniz’e dönük yüzü ve yeşile açılan kapısı olan Yoros Kalesinin iri taşlarına bakıldığında 13. 14. yüzyıllar arasında  yapıldığı tahmin edilen yapı, aynı zamanda günümüze kadar ulaşan tek Bizans Kalesidir. 1391 yılında Cenevizlilerin de gerilemesinin ardından Türklerin hakimiyetine geçen yapının adı “Yoros” olarak değiştirildi. İki heybetli tepe üzerinde, 500 metre uzunluğundaki yapı 130 metreye ulaşan bir genişliğe sahiptir. Kalenin mimarisine bakıldığında baskın olarak kullanılan kırmızı, pembemsi ve sarı renk tuğlalar hemen dikkat çeker. Doğu Roma’nın görkemli halinin adeta bir yansıması olan kale, bugün bile hala dikkat çekmeyi başarır.

İç kesimlerindeki kulelerin sağlam bir şekilde bugüne kadar geldiği görülen kalenin kapladığı alan benzerlerine bakıldığında çok daha geniştir. Bilhassa duvarlarındaki Yunanca yazıtlar göze çarpar. Adının “Kutsal yer” anlamına gelen Hieron’dan geldiği görüşü ise oldukça yaygındır.

Muhteşem bir manzaraya sahip olan Yoros Kalesi, İstanbul’un en güzel panoramik manzaralarından birini ayaklar altına alır. Etrafı yeşillik alan ile kaplı olan bölgenin bir kısmı ise Yavuz Sultan Selim Köprüsünü görür. Şöyle bir durup düşündüğünüzde pek çok zaman kaos içinde sakin ve dingin İstanbul’un bir başka hali ile karşılaştığınıza gerçekten mutlu olabilirsiniz.