Dünyanın eşsiz şehirlerinden olan İstanbul, yüzyıllar boyunca pek çok uygarlık ve imparatorluk tarafından ele geçirilmek istenmesi sonucunda bugün tarihi ve kültürel anlamda büyük bir ayrıcalık taşır. Muhteşem bir coğrafyaya sahip olan kent, bugün eli değen pek çok medeniyetin izlerini taşır. Bunun yanı sıra nefes kesen boğaz manzarası ile de dillere destan olan İstanbul, gezilip görülmeye değecek birçok güzelliklere sahiptir.

Çağ açıp, çağ kapatan ve iki kıtayı birbiri ile birleştiren kent, tüm bunlar çerçevesinde dünyanın en çok turist çeken noktalarından biridir. Saraylar, camiler, kiliseler, manastırlar, müzeler ve pek çok tarihi yerler ile yüzyılları aydınlatan kent, birbirinden güzel turizm destinasyonları ile beğeni kazanır.

İstanbul'un Tarihini Aydınlatan Ayasofya
İstanbul’un Tarihini Aydınlatan Ayasofya

Bunlar arasında İstanbul’un tarihine tanıklık eden Ayasofya Müzesi, listenin başında gelir. Tarihi yarımada üzerine kurulu olan Ayasofya, tarih boyunca üç defa yeniden inşa edilen köklü bir yapıdır. Her bir inşa döneminde şehre hakim olan imparatorluğun mimari izlerini alan yapı, bugün dünyanın sayılı ibadethanelerinden biri olarak öne çıkar.

Son halini 537 yılında kazanan Ayasofya’nın ilk yapımından sonra İmparator Justinianos’un “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun” ve Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim” dediği bilinir. Yapı İslam aleminin yanı sıra Hristiyan dünyası içinde de öylesine kutsaldır ki, bugün hala dünyanın çeşitli ülkeleri tarafından bu önemini korur.

916 yıl boyunca kilise, 482 yıl boyunca cami olan bu yapı, İstanbul’da görülecek tarihi yerlerin başında gelir. Romalılar tarafından kutsal bölge olarak kabul gören tarihi yarımada o dönemde şehrin savunmasını kolaylaştırıcı bir özelliğe sahipti. Doğu ve batı arasında yapının stratejik önemini koruyan bölge, Konstantinopolis’in köklerini saldığı yerdir. Ayasofya bu nedenle günümüzde yaz, kış fark etmeksizin turist akınına uğrar. İstanbul’un fethinin ardından camiye çevrilen yapının içi minber, mihrap, maksureler ve mahfiller ile zenginlik kazandı.

Bugün şehrin göz alıcı mimari arasında ilk sıralarda gelen Ayasofya, İstanbul denildiğinde akıllarda beliren eserlerin başındadır. Roma dönemine ait bazilikaların üzerinin kaplanmasına rağmen Ayasofya’nın her bir köşesi İstanbul’un varoluş tarihini anlatır.