Binlerce yıldır çeşitli uygarlıkların yaşamına tanıklık eden Karadeniz; yeşilin ve mavinin bir arada kimi zaman durgun, kimi zaman ise hırçın halini gösterdiği, çeşitli çağların izlerini taşıyan bir bölgedir. Oldukça geniş bir coğrafyadan oluşan Karadeniz Bölgesinin batı ve doğu kısımları neredeyse Akdeniz ve İç Anadolu kadar birbirinden ayrışır. Kültürel taşıyıcıları, mutfakları, yaşam tarzları birbirinden son derece farklı olan bu iki bölgenin doğu kısmı tanımı ile daha bir eşdeğerdir.

Karadeniz'de Yaşamın Olduğu Ada

Karadeniz’de Yaşamın Olduğu Ada

Yemyeşil alanların uçsuz bucaksız görüntüsü ile kartpostallık manzaralara ev sahipliği yapan Giresun, geçmişten beri bölgenin önemli şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürdü. Antik Çağlardan beri varlığını koruyan şehir, bitki örtüsünün elverişliliği ve coğrafi konumunun denize yakınlığı nedeniyle çeşitli dönemler boyunca farklı uygarlıklar tarafından ele geçirildi. Özellikle Pontus Rum döneminde önemli bir merkez konumuna getirilen kent, yine bu dönemden kalma izleri ile dikkat çekmeyi başarır.

Tabiatının bahar aylarında canlanması ile tüm enerjisini gösteren kent, özellikle bu dönemlerde yayla turizminin de aktif olması ile beraber yerli ve yabancı turistleri konuk eder. Doğal güzellikleri ile ilgi çekici bir görüntü sergileyen Giresun, 4000 yılı aşkındır devam eden gelişimi boyunca sahip olduğu tarihi ve kültürel eserler ile de göz kamaştırır.

Karadeniz’de bulunan ve yaşanılabilir iki adadan biri olan Giresun Adası, şehrin nazar boncuğudur. Muhteşem bir görüntüye sahip olduğu görülen ada, özellikle bulunduğu bölge göz önüne alındığında oldukça özeldir. Şehir merkezinin yaklaşık olarak 2 kilometre açıklığında olan ada 40.000 metrekarelik geniş bir alana hükmeder. Her yıl mayıs ayında Uluslararası Aksu Festivali kapsamında kapılarını binlerce yerli ve yabancı turiste açan bölge, özellikle bu tarihlerde oldukça hareketlidir. Adanın etrafı kayıklar ile tam tur gezilerek çeşitli eğlenceler düzenlenir.

Ada tüm bunların yanı sıra tarihi ve mitolojik unsurları ile de ilgi uyandırır. Güç Tanrısı Herkül’ün ziyaret ettiği yer olarak bilinmesi ile İngiltere’nin BBC kanalına belgesel konusu olmayı başaran ada bu özelliği ile de tarihseverlerin dikkatini çekmeyi başarır. Yazın tekneler ile ulaşımın 30 dakika gibi bir sürede kolaylıkla sağlanabildiği ada, doğal güzelliğinin yanı sıra tarihi ve kültürel statüsü ile de tam bir cazibe merkezidir.