Laodikeia Antik Kenti, Unesco Dünya Doğal ve Kültürel Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır. Kent, Denizli’ye bağlı Goncalı, Bozburun, Eskihisar köyleri sınırları içinde yer almaktadır. Lykos Vadisi’nin üzerinde konumlanmış antik bir kenttir. Eşsiz ve mistik bir atmosfere sahiptir.

Laodikeia Antik Kenti’nde Unutulmaz Bir Gün
Kent, Seleukosların Kralı II. Antiokhos tarafından, eşi Kraliçe Laodike adına M.Ö.3. yüzyıl ortalarında kurulmuştur. Kente dair iki rivayet bulunmaktadır. Kralın bir Apollon sözcüsü varmış ve baş tanrı Zeus’un öğüdünü duyarak eşi adına bir kent kurmaya karar verir. Diğer bir rivayete göre ise Kral I.Antiokhos rüyasında annesi, kız kardeşini ve eşi olarak düşündüğü üç kadını görür. Bu kadınların her birinin kendileri içni Karia’da bir kent kurmasını istediğini görür. Bu yüzden kral I. Antiokhos, karısı ve de annesi için Nysa yani Sultanhisar ve Antiokheia yani Başaran Köyü-Karacasu kentlerini, kız kardeşi Laodike içinde Laodikiea antik kentini kurar. Fakat antik kaynaklarda kral I. Antokhos ve kız kardeşi Laodikie’nin adından hiç bahsedilmemiştir. Bu da ilk rivayetin gerçek olduğunu kanıtlamaktadır.
Dünyaca ünlü antik yazar Plinius kentin yerleşim alanının bulunduğu alanda önce Diospolis ve Rhoas adlarını taşıyan bir köyün olduğunu belirtmiştir. Zekus Kenti anlamına gelen bu ilk isim burada çok eski ve köklü bir kutsal yerin varlığına işaret eder. Zeus daha sonra Laodikeia’nın önde gelen kurucu ve baş tanrısı olarak da saygı görmüştür. Antik kentte aynı zamanda İsis Rahibesi heykelinin bulunması, burada bir İsis tapınağının da varlığına işaret etmektedir. Kentte yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda ortaya çıkan buluntular kentin tarihinin Klasik Dönem’e kadar indiğini göstermektedir. Laodikeia antik kentinde fabrikasyon tekstil üretiminde önemli bir yere sahiptir.
Kültür veya yaz tatili kapsamında geleceğiniz Denizli’de gezip, görebileceğiniz bir çok tarihi ve kültürel yerler bulunmaktadır. Burada bütçenize uygun olarak konaklayabileceğiniz tesisler bulunmaktadır. Dilerseniz kamping alanlarında çadır kampı yapabilir, doğayla iç içe huzur dolu bir kaç gün geçirebilirsiniz. Trekking, yürüyüş, bisiklet sürebilirsiniz. Akşamları yemek yedikten sonra şarabınızı yudumlayarak güneşin batışını izleyebilirsiniz. Buraya gelmişken Pamukkale’ye de mutlaka uğramalısınız. Buradaki termal suda yüzmenin keyfini yaşamalısınız.