Anadolu’nun mitolojik ve mistik tarihini simgeleyen en güzel kentlerinden olan Kastamonu, ülkemizin binlerce yıl öncesinden gelen yaşamını gözler önüne seriyor. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin uğrak adresi haline gelen kent bugün şehrin geneline dağılan tüm yapılarında bunu açıkça belli eder. Doğa ve tarih tutkunlarının yılın dört mevsimi de görmekten hoşlanacağı şehir aynı zamanda ülkemizin mevsimsel turizm trendleri arasında hepsine eşlik eder. Aynı zamanda şehir gastronomi açısından da birbirinden güzel lezzetler sunması ile ayrı bir öneme sahiptir. Anadolu’nu kök salmış tatları ile bir araya gelebileceğiniz ülkemizin mutfağını simgeleyen önemli bir gastronomi merkezidir.
Liva Paşa Konağının Görkemi
Osmanlı mimarisinin sivil tarzını yansıtan bir anlayışın hüküm sürdüğü Kastamonu gerek şehir merkezi, gerekse ilçeleri ile muhteşem görüntülere ev sahipliği yapıyor. 19. yüzyılda insanların yaşam tarzının en büyük göstergesi olan konaklar bugün hala kentin imzası konumundadır. Genellikle iki, üç veya bodrumla beraber dört kattan meydana gelen evlerin girişinde kocaman bir bahçe, içinde genişçe avlu ve insanların tüm gününü huzur içinde geçirmeleri açısından bir havuz yer alır. Evlerin içinin aydınlık olması kişilerin en büyük önceliklerinden biridir. Her ne kadar içe kapalı bir yaşam tarzı konusunda mimari açıdan kendilerini geliştirseler de insanlarla iç içe olmayı benimseyen bir tutum sergiledikleri aşikardır.
Şehirde bunu en güzel şekilde gösteren yapılardan biri ise Liva Paşa Konağıdır. 1979 1881 yılında inşa edilen yapı Mir Liva olarak görev yapan Sadık Paşa tarafından yapıldı. Dört kattan meydana gelen bu konağın en alt katı şehrin geçmişten beri süregelen fotoğrafları ile çevrilidir. Kışlık kat olarak da adlandırılan ikinci kat ise yörenin kültürel ve etnik durumunu gözler önüne serer. Aynı zamanda yine yörenin çeşitli zanaatları da burada sergilenir. Pek çok kişinin en güzel bulduğu üçüncü kat ise eski kent yaşamını ve Liva Paşa Konağının görkemini etkin bir şekilde anlatır. Odalarda bulunan canlandırmalar ve balmumu heykelleri yaşam tarzlarını ifade eder. 1997 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından önemli bir restore döneminden geçirilen konak, kenti anlamanız adına gezilip görülesi bir eserdir.
