Anadolu’nun mevleni kültürü ile bağdaşan şehri Konya, aynı zamanda bozkır toprağımızdır. Oldukça geniş bir yüz ölçümüne sahip olan kent, Türkiye’nin de bu açıdan en büyük şehridir. Tarih boyunca devamlı olarak farklı kültürlerin ve uygarlıkların buluşma noktası olan merkez, uygun konumundan dolayı birçok koloni topluluğu ve beylik tarafından da tercih edildi.
Maneviyatı gelişmiş, tasavvuf felsefesinin kendini gösterdiği bu topraklar, köklü geçmişe sahiptir. Tarihi değerleri ile her döneminin kendini belli etmeyi başardığı şehir aynı zamanda kültür turizmi içinde kapılarını yıl boyunca binlerce yerli ve yabancı gezgine açar. Oldukça geniş bir turizm skalasına sahip olan kent, farklı kültürlerin ve inanışların da ilgisini çekmeyi başarır.
Türk ve İslam kültüründe yeri oldukça büyük olan Mevlana Müzesi ve Türbesi, şehrin sembolik noktasıdır. Tüm dünyayı saran bir hoşgörü anlayışı içinde dini, dili ve kültürü ne olursa olsun tüm insanlığı “Gel, gel, ne olursan ol yine gel” sözleri ile kucaklayan Mevlana Müzesi, Konya seyahatinizin ilk durağı olmalıdır. Mevlana Celaleddin Rumi’nin kabrinin yer aldığı mekan, 1274 yılında Mevlana’nın oğlu Sultan Veled tarafından yapıldı ve sonraki yıllarda eski bir görünüm kazanmaması adına orijinalliği bozulmadan devamlı olarak restore döneminden geçirildi. 19. yüzyılın sonuna kadar yapılan eklemeler ile bugünkü haline kavuşan müze, toplamda dört fil ayağı üzerine inşa edilen bir eserdir. Hz. Mevlana ve Mevleviliğe dair çok fazla el yazması eser ile karşılaşabileceğiniz müzede bunun yanı sıra Selçuklu, Osmanlı ve Karamanoğulları dönemine ait tasvirler de meraklıları ile bir araya gelir.

Mevlevi Şehri Konya
Konya’nın her bir sokağı ve caddesi mutlaka Selçuklu’dan veya Osmanlı’dan kalma ananeler ile çevrilidir. Türk gelenek ve göreneklerine günlük yaşam tarzında da olabildiğince bağlı kalmaya çalışan şehir, aynı zamanda toplumsal buluşma noktalarında bunu açıklıkla sergiler. Bunun yanı sıra tarihte fıkraları ile önemli bir yer edinen Nasreddin Hoca Türbesi de, Konya seyahatinize keyif katacak bir başka mekandır.
Şehir kültürel hazinelerinin yanı sıra Türkiye’nin tek çöl toprağı olan Karapınar Çölü ile de bambaşka bir görüntüye sahiptir. Birçok dizi ve film sahnesi için kullanılan Karapınar, aynı zamanda pek çok fotoğraf sanatçısının da yoğun ilgi gösterdiği yerdir. Etkileyici bir arazi olan çöl, kentin turizm rağbetini artırır niteliktedir.
Aynı zamanda Konya seyahatiniz esnasında dünya genelinde benzerine oldukça az rastlanan Meke Gölü’de dikkatinizi çekebilir. Sönen bir volkanın su dolması ile oluşan Meke, krater gölüdür.
Her bir noktasında Anadolu’nun çeşitli dönemlerine el atma imkanı bulabileceğiniz şehir yalnızca tarihi ve kültürel değerleri ile değil, doğal güzellikleri ile de cezbedici görüntüler sunmayı ihmal etmiyor.
Gastronomisi ile de ülkemizin dünya genelinde adını duyuran marka şehirlerinden biri olmayı başaran Konya, aynı zamanda nefis lezzetlerin durağıdır. Anadolu’nun farklı lezzetlerini harmanlayan Konya’nın etli ekmeğinin, bamyasının, tirit kebabının, topalak ve çebiçinin tadına bakmadan dönmeyin.