Burası için ilklerin köyü diyebiliriz. Bademler Köyü, İzmir Seferihisar yolu üzerinde Urla’ya bağlı Türkiye’nin tek tiyatrosu olan köydür. En önemli özelliği ise şu, Cumhuriyet döneminde kurulan ve İzmir’in de tek tiyatrosu olması… Yani o yıllarda İzmir’de Devlet Tiyatrosu yokken Bademler Köyü’nde köylüler kendi imkânlarıyla bu tiyatroyu kurmuşlar.

Türkiye’nin Entelektüel Köyü Bademler
Tiyatronun kuruluşunun etkileyici bir hikâyesi var. 1925 yılında köye Mustafa Anarat diye bir öğretmen tayin ediliyor. Öğretmen de köylülere tiyatroyu sevdiriyor. Köylülerde piyesler ve tiyatro oyunları oynamaya başlıyorlar. Onlarda çocuklarına aşılıyorlar. Bu şekilde günümüze kadar tiyatro sevgisi geliyor. Tiyatro oyunlarında yer alan kadroda köylülerden oluşuyor. Yani ışıkçısı, tasarımcısı, rejisi, kostümcüsü, oyuncusu tamamen köylülerin yer aldığı devrimsel bir etkinlik haline gelmiş.
Bademler Köyü’nde yorgunluk kahvenizi içerken ve bir yandan tavla oynarken buradaki köylülerin sohbetlerinin sanattan, felsefeden ibaret olduğuna şahit olacak ve sizlerde dayanamayıp bu sohbete dâhil olabileceksiniz.
Köylüler burada birbirlerine tiyatro oyunlarında oynadıkları rollerin adıyla hitap ediyorlar. Buraya geldiğinizde ‘Shakespeare Mehmet emmiyle’ her an karşılaşabilirsiniz.
Köyün bir güzelliği de şu 76 yıllık bir halk kütüphanesinin olması. Bu kütüphanede daha önce görmediğiniz, okuyamadığınız kitapları bulabilmeniz mümkün. Bu nedenle köyde okuma-yazma oranı oldukça yüksek. Köyde eğitime ve sanata çok önem veriliyor.
Buranın diğer bir özelliği ise Alevi-Bektaşi köylerinden biri burası… Doğaya, insana, hayvanlara, sanata, eğitime fazlasıyla değer verilen bir yer. Köyde inanç ayrımı yok, herkes eşit bir şekilde ve özgürce yaşamını sürdürüyor. Köyde cami ve cemevi de yok. Köylüler ibadetlerini evde yapıyor. Kısacası köy inançların gölgesinde olmayan bir yer. Barışı ve laikliği savunan bir ideolojiye sahipler. Burada süren 200 yıllık bir gelenek var. Düğünlerde keçilere limon takıp, süsleyip gezdirirlermiş.

Türkiye’nin Entelektüel Köyü Bademler
Bademler Köyü, 2012 yılında Türkiye’nin en temiz köyü seçilmiş. Burada ekolojik tarım yapılıyor yani doğa ve hayvanlar çok iyi korunuyor. Halk bu anlamda oldukça bilinçli hareket ediyor. Yurtdışından buraya bir çok yerli ve yabancı turist gelerek tarlalarda gönüllü olarak çalışıyorlar. Köylülerde turistlere evlerinin kapılarını açıp, misafir ediyorlar. Buraya Japon kafilesi gelmiş ve kalmışlar. Anı olması içinde kütüphanede bir Japon heykeli yapmışlar. Kısacası dünyanın ilgisini çekmeyi başarmış.
Köyde oyunlar Mustafa Anarat Sahnesi’nde oynanıyor. Kütüphaneye doğru ilerlerken yol üzerinde Hobbit House’u göreceksiniz. Mutlaka buraya uğramanızı tavsiye ederim. Burası ‘ütopyalar güzeldir’ sloganıyla açılmış. Burası aynı zamanda etnografya müzesi olma özelliğine de sahip, üstelik konaklayabileceğiniz odalar da bulunuyor. Burada satılan kitaplardan satın aldığınızda elde edilen gelirle sokak hayvanlarına mama alınıyor.
Buradan ayrıldıktan sonra Çocuk Müzesi’yle karşılaşacaksınız. Köyde tarım ve hayvancılık yapılıyor. Burada gezinirken zamanın geçmesini hiç istemeyeceksiniz çünkü oldukça sessiz ve huzurlu bir yer.
Köyün yakınında Teos’da M.Ö.3. yüzyılda müzisyen, tiyatrocu, şair ve şarkıcılardan oluşmuş Dionysos Sanatçılar Birliği kurulmuş. Yani köyde sanata olan ilgi ve atmosferi eski çağlardan beri kalmış diyebiliriz.
Köy, Ege uygarlıklarının izini taşıyan etkileyici bir yer. Burada doğruluk, emek, kadın-erkek eşitliği, doğaya, hayvanlara sevgi, temizlik oldukça önemli…
Sinemamızın unutulmaz filmlerinden aynı zamanda Necati Cumalı’nın eseri olan Susuz Yaz filmi burada çekilmiştir. Film, 1963 yılında Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü kazanmış.