Dünyanın en güzel şehirleri arasında ilk sıralarda gelen İstanbul, yüzyıllar boyunca büyük imparatorlukların uğruna savaş verdiği yerdir. Bugün hala tarihin en karanlık dönemlerine ait görkemli izlerini muhafaza eden şehir, adeta büyülü bir mirastır. Asırlar boyunca farklı dinlerin, dillerin ve kültürlerin kendine yer edinme fırsatı bulduğu İstanbul, tüm bu özelliği sayesinde günümüzün kozmopolit metropolüdür.
Uçsuz bucaksız bir derya deniz gibi gözüken kent, gezilip görülecek birçok değeri ile bugün dünya turizmine canlılık katar. Tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra mitolojik ve antik döneme dayanan simgeleri ile büyük bir tarihi aydınlatan İstanbul, aynı zamanda çağlar öncesinin inançlarını da günümüze kadar taşıması ile tanınır.

Yüzyılın Eseri Dolmabahçe
Şehir tüm bu çerçevede bugün hala dünya medeniyetlerini açığa çıkaran binlerce esere ev sahipliği yapar. Bunlar arasında baş gösteren Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’un silüeti sayılacak nitelikte nadide bir yapıdır. Kabataş’tan Beşiktaş’a uzanan Dolmabahçe Caddesiyle İstanbul Boğazı arasında kalan yapı, Sultan Abdülmecit’in mimarı olan Karabet Balyan tarafından yapıldı. Avrupa sanat üsluplarının kendini cömert bir şekilde gösterdiği Dolmabahçe, üç katlı ve simetrik planlıdır. Tören ve balo salonları ile gösterişli bir eser olan Dolmabahçe’ye bakımlı ve güzel bahçesi de eşlik eder. Göz alıcı mimarisi ile uzunca yıllara karşı koyan eser, Osmanlı Devleti’nin 19. Yüzyılda hızlı bir dönüşüm yaşayan kimliği ile uyumludur. Boğazın görkemi ile beraber oldukça zarif bir görüntü sunan eser, 19 yüzyılın başyapıtıdır.
Bizans döneminden beri yöneticilerin bölgede kraliyet sarayları inşa ettiği bir lokasyona hakim olan Dolmabahçe’nin yapımına 13 Haziran 1843’te başlandı ve 7 Haziran 1856’da ise kullanıma açıldı.
Barok üsulünün en gösterişli halini sembolleyen Dolmabahçe Sarayı aynı zamanda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin yeridir. Atatürk’ün son nefesini verdiği Dolmabahçe büyük öndere ait onlarca anı saklar ve 20.000 civarında obje ile depo müze konumu taşır. 19 yüzyıl Osmanlı’da gündelik yaşamda kullanılan eşyaları gün ışığına çıkaran yapı, bu dönemin özgün örneklerini taşır. Gösterişli bir sanat galerisinin meraklıları ile buluştuğu Dolmabahçe, bugün hem ülkemizin, hem de dünyanın en görkemli yapıları arasında yerini alır.