Her şehrin kendini diğer yerlerden ayıran gözde olmasının yanı sıra popüler bir tavır da takınan köşesi elbette vardır. Eskilerin deyimine göre taşı toprağı altın İstanbul’da bu oldukça fazla görülen bir özelliktir.  Bakıldığında gerek Avrupa, gerekse Asya yüzyılların verdiği çeşitli imparatorluk dönemlerinden beri tarihsel serüvenini bugüne kadar gururla taşıyan göz alıcı mimariler ile donatılmıştır.

Coğrafi konumunun güzelliği ile asırlar boyunca farklı kültürler tarafından özenle yapılan en güzel mimarilerin sergilendiği Kadıköy, neredeyse İstanbul’un bel kemiğidir. Gece eğlencesi, kültür ve sanat etkinlikleri, mimari şölen ve şehir hayatı için her kesimden insanın gün içinde sıklıkla yolunun düştüğü Kadıköy, aynı zamanda yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisi ile de İstanbul’un en hareketli noktalarının başında gelir.

Kadıköy'ün Sanat Merkezi Süreyya Operası
Kadıköy’ün Sanat Merkezi Süreyya Operası

Kadıköy’ün sanat beşiği olan Süreyya Opera Binası, semtin en şirin yapılarından biridir. 80 yıllık bir tarihe sahne olan bina kapsamlı restorasyon döneminden sonra 2007 yılında sanat dünyasına tekrardan “merhaba” dedi.  Süreyya İlmen Paşa’nın opera, tiyatro ve bale salonu olarak tasarladığı fakat yıllar boyunca sinema olarak kullanılan yapı Anadolu Yakasının birinci, Türkiye’nin ise altıncı Opera Binası olarak sanatseverler ile buluştu. Sanat hayatına girdiği ilk günden beri eski İstanbulluların akıllarında Süreyya Sineması olarak yer edinen yapı, Kadıköy halkının kültür hayatını zenginleştirmek adına muhteşem bir olanaktır.

Bahariye Caddesinin en güzel noktasında yerini alan Süreyya Operası öylesine titiz bir mimarlık tarihini yansıtır ki, kolaylıkla hata bulamazsınız.  Süreyya Paşa, binanın yapımına karar vermenin ardından estetik bir tarza sahip olması adına Avrupa’daki tüm opera binalarını gezer. Her birinin kült ve modern örneklerinden esinlenen paşa, bilhassa fuayesini Paris’in Şanzelize Tiyatrosu’nun fuayesinden, iç bölümlerini ise Alman tiyatrolarından örnek alarak tasarlar. Her ne kadar özenle inşa edilse de teknik yetersizlik ve yetişkin sanatçıların olmaması sebebi ile binanın yapıldığı dönemlerde opera gerçekleşmez. Süreyya İlmen Paşa’nın büyük hevesler ile ilmek ilmek işlediği yapı, 80 yıl sonra özgünlüğünü kaybetmeden usta eller tarafından yeterliliğe kavuşturulması sonucunda 27 Ekim 2007 tarihinde sanata, sanatçıya ve sanatsevere kapılarını açtı.

[insert page=’istanbulda-yapilacak-seyler’ display=’content’]