TatilCity.NETTatilCity.NET

Ankara Gezi Rehberi

ankara gezi rehberi

Ankara Gezi Rehberi


ANKARA HAKKINDA

Ankara doğuda Kırıkkale, kuzeydoğuda Çankırı, kuzeybatıda Bolu, batıda Eskişehir, güneyde Konya, güneydoğuda Kırşehir ve Aksaray ile sınırdır. Bin 355 kilometre uzunluğuyla, tamamı Türkiye toprakları üzerinde yer alan en büyük nehir olan Kızılırmak ilin doğusunu, 824 kilometre ile Sakarya Nehri ise ilin batısına su taşımaktadır. Sakarya Nehri'nin kollarından Ankara Çayı, il merkezinden geçer. İlin güneyinde ise bin 300 kilometrekare ile Türkiye’nin en büyük ikinci gölü Tuz Gölü bulunuyor.
Ovalık bir alan üzerinde kurulu olan Ankara’nın yüz ölçümünün ortalama yüzde 50'si tarım alanlarından, yüzde 28'i ormanlık ve fundalık alanlardan,  yüzde 12'si çayır ve meralardan, yüzde 10'nu ise tarım dışı arazilerden oluşuyor. İlin en yüksek noktası 2 bin 15 metre yüksekliği ile Elmadağ’dır. En geniş ovası 3 bin 789 kilometrekarelik yüz ölçümü ile Polatlı Ovası’dır. İl genelinde 14 doğal göl, 136 sulama göleti ve 11 baraj bulunur.

Ankara, kendine özgü bitki formuyla dikkat çekiyor

Sahip olduğu iklim koşulları ile birçok bitkinin yetişmesine olanak veren Ankara’da; Gölbaşı sevgi çiçeği, Ankara armudu ve Ankara çiğdemi bunlardan birkaç tanesidir. Gölbaşı sevgi çiçeğinin cins ismi Hipokrat tarafından ortaya atılan ve mitolojik bir yaratık olan Centaur’dan geliyor. Bitki yapısı ile bu yaratık arasındaki benzerlik nedeniyle bitkiye ‘Centaurea’ adı verilmiştir. Halk arasında Kırmızı Peygamber Çiçeği, Yanardöner ve Gelin Düğmesi adlarıyla da bilinen bitki; kırmızı, mor ve pembe renklerde açıyor. Bölgeye özgü bir bitki çeşidi olan ve daha çok Mogan Gölü’nün yakasında yetişiyor. Çiçekçilerin aşırı toplanması, yetiştirildiği bölgede tarım yapılması, bitkinin öldürücü ilaçlara maruz kalması ve inşaat faaliyetleri nedeniyle tür tehdit altındadır.
Ankara’da yetiştirilen bitkilerin bir diğeri de Ankara armududur. Adından da anlaşılacağı üzere meyve yalnızca Ankara’da yetişiyor. Aroması, tadı ve kalitesi ve uzun süre deforme olmadan depolanabilmesi sebebiyle üreticilerin tercih ettiği yerli ve kışlık çeşitler arasında bulunur. Armudun gen merkezlerinden biri olan Türkiye’de, Ankara armudunun dışında 600 üzerinde çeşidi bulunuyor. Hem ağaç miktarı hem de üretim bakımından ön sıralarda bulunan Ankara, Bursa ilinden sonra Türkiye’nin en büyük armut üreticisidir.
Latince adı ‘Crocus’ olan Ankara çiğdemi değişik renklere sahiptir. Sarı, mor, eflatun ve beyaz renkli olanları da bulunur. Toprağın altında uykuya dalan soğanı karların erimesiyle birlikte şubat-nisan ayları arasında çiçek açan Ankara çiğdemi, bu toprakların binlerce yıllık tarihinde, birçok uygarlığa tanıklık etmiştir. Anadolu’da ilk kez merkezi devlet kuran Hitit uygarlığının dilinde çiğdemin adı An. Tah. Sum’tur. Çiçek açtığı ilk günlerde aynı adla anılan bahar bayramı kutlanır, Bereket tanrısı Telepinu’nun geri dönüşü de bu şenliklerle anılırdı. Antik Mısır uygarlığına ait ve yaklaşık 5 bin yıllık papirüslerle birlikte Ankara çiğdemi de şifalı bitkiler içinde yer alıyordu.

FAUNA

Kedisi, keçisi ve tavşanı ile Ankara küresel boyutta tanınıyor
Ankara yalnızca köklü tarihi, başkent olması, bitkisel üretimi, gelişmiş sanayisi ile değil, yöreye özgü hayvanları ile de fark yaratıyor. Bunları; Ankara kedisi, Ankara keçisi ve Ankara tavşanı olarak sıralayabiliriz.  Ankara kedisi, sevimli ve akıllı safkan kedi ırkları arasındadır. Ankara kedisi Türkiye’de yetişmiş doğal ve saf bir kedidir. Türkiye’nin ulusal hazinelerinden biri kabul edilen Ankara Kedisi, dünyanın dikkatini ilk kez Haçlı Savaşları esnasında çekti. 1625’li yıllarda Fabri de Peiresc isimli bir Fransız bilim adamı ülkesine birkaç safkan Ankara kedisi ile döner. Zamanla bu kedilerden elde edilen yavrular, Fransız soyluları arasında dağıtılır. Bu dönemde yapılan birçok yağlı boya tabloda Ankara kedilerine rastlamak mümkündür. İpeksi ve orta uzunlukta kürkü olan bu ince yapılı kediler güzelliğiyle öne çıkan ve zekasıyla şaşırtan kediler olarak diğer kedi cinslerinden ayrılıyor.
Ankara’nın yetiştirdiği bir diğer canlı da Ankara keçisidir. Birçok ülkede mohair diye adlandırılan tiftik, bütün dünyaya Türkiye’den yayılan Ankara keçisinin ürünüdür. Bu nedenle; tiftik keçisi Ankara Keçisi olarak da bilinir. Ankara keçisi, 13. yüzyılda Hazar Denizi’nin doğusundan Anadolu’ya getirildi. Orta Anadolu’nun kurak iklimi ve toprağı ile iyi bir şekilde bağdaşarak gelişen keçi, o zamandan beri bölgeye gelir getiren, seçkin bir canlı olarak öne çıkar. 1939 yılı itibarıyla Orta Anadolu bölgesinde, özellikle Ankara’da ve bölge illerde ekonomik bir değer varlık gösteren Ankara keçisi, bu bölgeden farklı ülkelere gönderildi ve buralarda da gerçek adını korumayı başardı. Ankara keçisi, hali hazırda dünyada Ankara keçisi olarak tanınmaya ve bu sayede Ankara’nın ve Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyurmaya devam ediyor.
Dünya ölçeğinde Avustralya’dan Fransa’ya kadar birçok ülkede yetiştirilen ve sayıları milyonlarla ifade edilen Ankara tavşanı, anayurdundaki birkaç çiftlikte yetiştiriliyor. Sayıları ise ancak bin civarındadır. Ankara tavşanının 1723 yılında Anadolu’dan tamamen yok olduğunu gösteren bazı tarihi belgeler bulunuyor. Almanya’da yaşayan bir Türk vatandaşının yeniden ana yurduna getirilmesiyle Ankara tavşanı Kayseri ilindeki bir çiftlikte yeniden yetiştirilmeye başlandı. Hali hazırda Ankara’da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait bir enstitüde de yetiştirilen Ankara tavşanını sayısı 500 ila bin arasında değişiyor. Ankara tavşanı bir doğumda 4 ila 14 arasında yavru doğurabilir. Yılda 40 santimetre uzunluğa ulaşan tüyleri henüz üç aylıkken kırkılıyor. Her hayvan yılda ortalama olarak bir kilogram yün veriyor. Tüyü hafif olan Ankara tavşanının tüyleri ve yüksek ısı tutuyor. Angora kazak üretimi için olduğu kadar elektromanyetik etkisi nedeniyle romatizma hastaları için üretilen giyeceklerde kullanılan Ankara tavşanının yünü altın değeri taşıyor.

ULAŞIM

Başkent Ankara’ya tüm ulaşım modlarıyla ulaşım mümkün


 Demiryolu

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Yüksek Hızlı Tren, demiryolu taşımacılığında Ankara’nın önemli bir ulaşım kanalıdır. Altı vagondan oluşan Yüksek Hızlı Tren, saatte 250 kilometre hız yapabiliyor. Trende klima, video, müzik sistemi, engelliler için donanım, kapalı devre ve görüntü kayıt sistemi ile vakumlu tuvaletlerle yolcularına yüksek güvenlikli ve konforlu bir yolculuk sunuyor. Bir defada 419 yolcu taşıyabilme kapasitesine sahip olan tren, sadece Eskişehir-Ankara, Konya -Ankara arasında sefer yapıyor.

Havayolu

İl merkezinin kuzeyinde yer alan Esenboğa Uluslararası Havalimanı, havayolu giriş çıkışını sağlayan önemli noktadır. Esenboğa'dan Türkiye'nin hemen her iline ayrıca Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu'nun çeşitli şehirlerine uçabilirsiniz. Havalimanını kent merkezine bağlayan yol da yenilendi ve yeni geçitler için devreye alındı. Esenboğa Havalimanı şehir merkezine 35 dakikalık mesafededir.  Havayolu ile kente ulaşmanın bir başka yolu da ordu hizmetinde bulunan Etimesgut Askeri Havalimanı’dır. Bu havalimanı sivil uçuşlara kapalı olsa da, gerektiğinde alternatif olarak kullanılıyor.

Karayolu

Karayolu ulaşımı şehrin Söğütözü mevkiinde yer alan Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali (AŞTİ) ile sağlanıyor. Ankara’yı çevreleyen O-20 çevre yolu, şehirler arası trafiğin şehir trafiğini aksatmadan geçmesini sağlayan O-20 başka otoyollara bağlanarak, başkentin ülkenin diğer illerine ulaşımını sağlıyor. Bunlardan O4 otoyolu Ankara’yı İstanbul'a bağlıyor. Öte yandan Ankara ve İstanbul arası 424 kilometredir. O20 (E90) ise Ankara’yı Adana'ya bağlıyor. İl içindeki diğer yolların hemen hepsi Ankara’ya bağlıdır. Ankara şehrini diğer büyük şehirlere bağlayan karayolları arasında ise; D200 (E90) (Bursa-Eskişehir-Ankara), D750 (E90) (Ankara-Aksaray-Adana), D200 (E88) (Ankara-Elmadağ), O-4 (E89) (Zonguldak-Aksaray- Ankara-Kızılcahamam -Gerede), D200 (E88) (Eskişehir-Sivrihisar-Ankara-Kırıkkale-Yozgat - Sivas) bulunuyor. Ankara içindeki diğer devlet yolları ise D750 (Tarsus-Pozantı-Aksaray-Ankara-Kazan-Gerede), D765 (Çankırı-Kalecik-Kırıkkale), D260 (Polatlı-Haymana-Bala), D140 (Beypazarı - Nallıhan), D695 (Polatlı - Akşehir’dir.)

GEZİLECEK YERLER

Tarih kokan Ankara, doğası ve kültürel aktiviteleri ile sizi bekliyor

Anıtkabir

Çankaya ilçesinde bulunan Anıtkabir, her yıl yerli ve yabancı milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilir.  Atatürk’ün kabristanının bulunduğu Anıtkabir, Anıt Caddesi Tandoğan Çankaya’da bulunuyor.

Augustus Tapınağı

Ulus’ta Hacı Bayram Camii bitişiğinde yer alan Augustus Tapınağı, M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapıldı fakat tapınak zamanla yıkılma uğradı. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise, son Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına yaptırıldı. Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yaparak ve pencereler açılarak kilise haline getirildi.

Botanik Parkı

Atakule’den Cinnah Caddesi’ne doğru ilerlediğinizde karşınıza çıkacak bu parkın üstte görünen küçük kısmının sizi hayal kırıklığına uğratmasına izin vermeyin zira aşağıya doğru yürüdüğünüzde karşınıza çıkan manzara muhteşem olacak.

Ankara Kalesi

Asırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi, Ankara’nın sembol yapılarından biridir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmiyor ancak ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı düşünülüyor.

Soğuksu Milli Parkı

Piknik için ilçeye gelenlerin mutlaka uğradığı Kızılcahamam’ın şifalı kaplıcaları ile siz de tatilinize biraz sağlık ve şifa katabilirsiniz. Kızılcahamam Belediyesi işbirliğiyle çeşitli otellere ait termal tesisler kaplıca havuzları ziyaretçilere terapi imkanı da sunuyor. İlçe merkezine iki kilometre mesafede olan Soğuksu Milli Parkı’na Ankara-İstanbul karayolu üzerinden ulaşa bilirsiniz. Yüzlerce farklı canlı çeşidini barındıran Soğuksu Milli Parkı sınırları içinde yer alan Kızılcahamam Çam Termal Otel, çam ağaçlarının ortasındaki konumuyla doğa tatili yapmak isteyenleri bünyesinde topluyor.

Mogan Gölü Gölbaşı

Sıcak yaz aylarında deniz özlemini bir parça da olsa gideren Mogan Gölü Gölbaşı’nın kıyıları kayık gezileri için de elverişlidir.  Ayrıca Gölbaşı’nda düzenlenen hava sporları etkinlikleriyle de tatilinizi renklendirebilirsiniz.

Çubuk Barajı

Çubuk Barajı çevresindeki ormanlık alan içinde gazinolar, piknik yerleri, yürüyüş alanları ve kır kahveleri ile hem dinlenebilir hem de eğlenebilirsiniz. Motor gezileri içinde uygun olan Çubuk Barajı’na belediye otobüsü ile de ulaşabilirsiniz. Ankara’ya 12 kilometre uzaklıkta olan baraj, yerli ve yabancı birçok turistin uğrak yeridir.

Tuz Gölü

Ankara’nın güneydoğusundaki Şereflikoçhisar’a yaklaşırken, batıya doğru parlayan ışık size Tuz Gölü’nün yaklaştığını anlatır. Tuz kristallerinin şiddetli beyazlığı ve parıltısı ile oluşan bu muhteşem bir o kadar aldatıcı kar ve buz görüntüsü büyüleyicidir.  Tuz Gölü, Melendiz Irmağı, birçok küçük akıntı ve yeraltı tuzlu su kaynaklarıyla beslenir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Paleolitik çağdan başlayarak; Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait birçok kalıntılar sergileniyor. Yanı sıra Karain, Çatalhöyük, Hacılar, Canhasan, Beyce Sultan, Alacahöyük, Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarından elde edilen çeşitli koleksiyonlar ve Osmanlı Dönemi mekanlarında kronolojik sırayla tarih meraklılarına sunuluyor.

Roma Hamamı

Ulus Meydanı’ndan Yıldırım Beyazıt Meydanı’na uzanan Çankırı Caddesi üzerinde bulunan Roma Hamamı, Ulus’tan ortalama 400 metre uzaklıktadır. Yolun batısında, caddeden yaklaşık üç metre kadar yükseklikteki bir plato üzerinde kuruludur.

Teleferik Keyfi

Keçiören Belediyesi, çocuğundan yaşlısına tüm Ankaralılar faydalanabilsinler diye teleferik ücretine indirim uyguladı. Ankara’da teleferikle kuş bakışı muazzam kent manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Nata Vega Akvaryum

Birbirinden farklı binlerce canlı, saydam balıklar, devasa balinalar, suda yaşama ev sahipliği yapan Nata Vega Akvaryum, Ankara gezinizin listesinde yer almalıdır.

Atakule

Ankara’nın başka bir sembol yapısı da Atakule’dir. Şehirde nereleri gezebilirim diye düşüyorsanız Atakule’de nefes kesen bir keşfe çıkabilirsiniz.

Ankara Kocatepe Camii

Ankara’nın Kocatepe semtinde 1967’de inşaatına başlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1987’de inşaatı tamamlanan Ankara Kocatepe Camii, kentin en çok ziyaret edilen noktalarından biridir.

Karagöl

Her iki tarafı da yamaçlarla ve çam ağaçları ile kaplı olan Karagöl, ziyaretçilerine her mevsim farklı renklerle ayrı güzellikler sunuyor. Ankara’ya gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.

Estergon Kalesi

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye 60 kilometre mesafede bulunan Estergon Kalesi’nin bir kopyası da Keçiören’de aslına uygun olarak inşa edildi. 2005’te Türk Kültür Merkezi adıyla ziyarete açıldı. Kendi kültürümüz hakkında bilgilerinizi pekiştirmenin yanı sıra nefis bir kent manzarası izlemek için de gezilebilir. Estergon Kale’nin içinde etnografya bölümü, Alanya’daki Kızıl Kule’nin sekizgen tasarımı örnek alınarak inşa edildi. Kente hâkim konumdaki restoranın da bulunduğu söz konusu kale, Türk ve İslam mimarisinden çizgiler barındırır.

Kuğulu Park

Kavaklıdere semtinde yer alan Kuğulu Park, elbette kuğuları ile meşhurdur. Havuzda kuğular ve ördekler parkın içinde gezinir. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği park, çocuk bahçesi ve kafeteryalarla halka hizmet veriyor.

Güven Park

Ankara ili Çankaya ilçesi Kızılay Meydanı içinde bulunan Güven Park, merkezi konumu ile tüm Ankaralıların istisnasız buluşma noktasıdır. Şehrin yoğunluğunun tam ortasında yeşil güzelliği ve köklü tarihiyle Ankara’nın sembolü konumundadır.

Gençlik Parkı

Yine Ankara’nın simge unsurlarından biri olan Gençlik Parkı’nda gencinden yaşlısına herkesin anılarında mutlaka yer alır. Gençlik Parkı; lunaparkı, restoranları, kafeleri, yeşil alanlarıyla başkentin merkezinde bulunan eşsiz bir yerdir. Ankara’ya dünyanın her köşesinden ziyaretçilerin akın ettiği Gençlik Parkı; yenilenen görüntüsü, ışıklandırması ve modern yapısı ile mutlaka görülmelidir.

Keçiören Evcil Hayvanlar Parkı

Özellikle akvaryum balıkları ve kümes hayvanları ile Keçiören Evcil Hayvanlar Parkı, her gün birçok ziyaretçiyi ağırlıyor. 1999 Nisan ayı itibarıyla akvaryum üretim bölümü de hayata geçirildi.

Gezi Cenga Seğmenler Parkı

Kuğulu Parkı’ndan sonra Kavaklıdere’deki bir diğer meşhur yeşil alan ise, Gezi Cenga Seğmenler Parkı’dır. 1983’te açılan Seğmenler Parkı, Çankaya Köşkü’nün hemen altında, İran ve Atatürk bulvarları arasında kalan 67 bin metrekarelik arazi üzerinde kuruldu. Park, yapı yoğunluğunun fazla olduğu kent merkezinde yeşil ve doğa özleminin giderilebileceği nadir alanlardan biridir. Adını aldığı Seğmenler’i sembolize eden bir heykelin bulunduğu parkı, sadece Ankara’da değil, tüm yurt genelinde popüler hale getiren bir diğer unsur kurulduğu günden bu yana kültürel etkinliklerin düzenlendiği amfi tiyatrosudur. Havuzların ve oyun alanlarının bulunduğu yeşil alandaki bu tiyatro, günümüzde de zaman zaman konser etkinliklerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Duatepe Anıtı

Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Eylül 1921 tarihinde başlattığı taarruzunda, düşmandan geri alınan ilk tepe olma özelliği taşıyan Duatepe, düşmanın Ege Deniz’ine dökülünceye kadar kovalandığı, Türkiye açısından aydınlık sürecin de başlangıç noktasını oluşturur. Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası sayılan Sakarya Meydan Savaşı’nın yapıldığı son savunma hattı üzerinde bulunan Duatepe’nin, tarihsel anlamı çok büyüktür.

Türk Hava Kurumu Müzesi

Ankara`da tarihi Paraşüt Kulesi’nin yanında havacılık tarihine, Türk Hava Kurumu’nun çalışmalarına ilişkin belge, fotoğraf ve maketlerin sergilendiği Türk Hava Müzesi, 19 Mayıs 2002 tarihinde yerli ve yabancı turist ziyaretine açıldı.

Rahmi M. Koç Müzesi

Ankara’nın ilk ve tek sanayi müzesi olma özelliği taşıyan Rahmi M. Koç Müzesi’nde; ulaşım, sanayi ve iletişim tarihine adanan koleksiyonlarla Ankara ve Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili objeler sergilenir. Ankara Kalesi’nin girişindeki ihtişamlı binada yer alan koleksiyon, minyatür modellerin yanı sıra sandal ve arabalarla birebir ölçülere sahip objeleri de kapsar.

Etnografya Müzesi

İçinde yer alan muhteşem koleksiyonu nedeniyle oldukça rağbet gören Etnografya Müzesi, 1930 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Ankara Etnografya Müzesi koleksiyonunda Anadolu’nun birçok yörelerinden halk giysileri, süs eşyaları, halı ve kilim gibi ev eşyaları, yay, ok ve tabanca gibi silahlar, çini ve porselen gibi sanat eserleri bulunuyor.

Devlet Resim ve Heykel Müzesi

1927’de inşa edilen ve I. Ulusal Mimarlık Akımının en önemli örnekleri arasında sayılan Türk Ocakları Merkez Binası’nda faaliyet gösteren Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 1980 yılında hizmete açıldı. Şeker Ahmet Paşa, Abdülmecid Efendi, Fikret Mualla, Abidin Dino, Hikmet Onat gibi bu alanda çalışma yapan çok sayıda değerli sanatçının eserlerinin sergilendiği müzede, plastik sanatının oluşum ve gelişim süreçlerinin izlerini de takip etmek mümkündür. Bünyesinde bir sahnenin bulunduğu müzede panel, konferans ve konserler de düzenleniyor.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Yakın zamanda yurt genelinde yer alan ve özellikle siyasi mahkumların bulunduğu bazı cezaevlerinin müze yapılması projesi kapsamında müze haline getirilen Ulucanlar Cezaevi, 1925 yılında inşa edildi. Söz konusu cezaevi tam 81 yıl boyunca siyasi mahkumların kaldığı bir cezaevi olarak öne çıkar. Türkiye’nin kuruluşundan bu yana çalkantılı olan siyasi hayatının bedelini ödeyenler bu cezaevinde ve koğuşlarda belki en güzel çağlarını çoğunlukla ömürlerini tüketti. Ulucanlar Cezaevi Müzesi ise, acılarını bu koğuşlarda yaşayanların anısını unutturmamak adına restore edilerek, 2011 yılında ziyaretçilere açıldı.

Harikalar Diyarı

Adını Harikalar Diyarı adlı hikayeden alan ve bu hikayenin kahramanlarının da yer aldığı bu diyarda, sadece çocukların değil büyüklerde keyifli zaman geçiriyor. Harikalar Diyarı içinde yapacak çok fazla şey bulunuyor. Ayrıca, birçok yetişkinin ve gencin izlediği Casper ve Redkit gibi çizgi filmlerin platolarının birebir kurulması, eskiyi de yad etmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat sunuyor.

Dikmen Vadisi

Özellikle bahar aylarında ziyaretçilerine sunduğu manzarasıyla doğa aşığı gezginleri kendisine hayran bırakan Dikmen Vadisi’ne, Kızılay Meydanı’ndan hareket eden otobüslerle ulaşmak mümkündür. Bakımlı ve güvenli olması nedeniyle birçok kişinin uğrak noktası konumuna gelen parkta, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından spor yapabileceğiniz alanlar da bulunuyor. Işıklandırılmış havuzları ve yemyeşil ortamıyla akşamları fotoğraf çekimi, yemek yemek hoşça vakit geçirmek kafelere de bir şeyler yudumlamak size iyi gelecek.

Altınköy Açık Hava Müzesi

Ankara’nın şehir merkezinden uzaklaşıp kafa dinlemek isteyenlerin soluğu aldığı Altınköy Açık Hava Müzesi’yle köy hayatı moduna girebilirsiniz. Müze’de koca bir gününün nasıl geçtğini anlamayacaksınız.
50.Yıl ParkıÇankaya ilçesinin Cebeci semtinde bulunan ve doyumsuz seyir güzelliği ile Ankara’da görülmesi gereken yerlerin içinde ilk sıralarda yer alan 50.Yıl Parkı, Ankara’nın ‘Seyir Terası’ olarak biliniyor. Parkın yüksek konumu ile şehrin birçok noktasını görmek mümkündür. 50.Yıl Parkı’ndan; Anıtkabir’i, Kocatepe’yi, Atakule’yi ve Çankaya ilçesinin birçok noktasını seyredebilirsiniz ve fotoğraf çekebilirsiniz.

Göksu Parkı

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Eryaman’ da eski susuz göleti bölgesine inşa ettiği yeşil bir park alanı olan Göksu Parkı, 2003 Haziran ayında hizmete açıldı. Parkın inşası üç ay kadar kısa bir sürede tamamlandı. 508 bin metrekare kullanılabilir alana sahip olan parkın, ortalama 128 metrekaresini gölet kaplıyor. Bu bölümde gölette balık tutma keyfi yaşamak isteyenler için dokuz adet iskele bulunuyor.
Elmadağ Kayak Merkezi

Ankara Gezi Rehberi


Elmadağ Kayak Merkezi

Ankara sınırları içinde bulunan Elmadağ Kayak Merkezi, kış mevsiminde sürekli kar yağışı alan, kar kalınlığının 60 santimetreye kadar ulaştığı, karasal iklimin hüküm sürdüğü kayak merkezidir. Elmadağ Kayak Merkezi Ankara ODTÜ, Hacettepe Üniversiteleri ve Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne ait üyeler tarafından kullanılan birçok sporcuya hizmet verir. Kompleks içinde Hava Kuvvetleri’ne ait bir adet teleski tesisi ile kafeterya ve kar üstü aracı bulunur.
Alev Arslan

Hakkımda Alev Arslan

1981 yılında Sivas'ta doğdu. Balıkesir Üniversitesi İthalat İhracat bölümünden mezun oldu. Daha sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne devam etti. Birçok sektörel yayının yanı sıra ulusal gazetelerde muhabirlik yaptı. Bölgesel radyolarda program yapımcılığını, TV kanallarına taşıdı. Halen ulusal bir gazetede editör olarak görev yapıyor. Tarım ve hayvancılık alanında özel bir WEB sitesinde editörlük yapan Arslan, doğayla yakından ilgileniyor. Bu zamana kadar birçok STK içinde aktif çalışma yürüten Arslan, Türkiye'de tarım politikaları, toprak, bitkisel üretim, kuraklık, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve iklim değişikliği üzerine araştırmalar yapmaya ve bu başlıklar altında üretmeye devam ediyor.
Tüm Yazılarım
Ankara Anıtkabir

Ankara Gezi Rehberi


ANKARA'NIN TARİHÇESİ

Ankara, tarihsel süreçte Hititlere, Friglere, Lidyalılara ve Galatlara ev sahipliği yaptı
Ankara’nın adını tam olarak ne zaman ve nasıl aldığı bilinmiyor. Belgelere dayanmayan ve rivayet olarak günümüze kadar uzanan söylentilere göre, Ankara’ya tarihte bahsedilen ilk adını Galatlar verdi. Yunanca çapa anlamına gelen Ankyra isimi zamanla değişerek Ancyre, Engüriye, Engürü, Angara, Angora ve sonunda Ankara oldu. Tarihi Helenistik dönemde Galat boylarından Tektosag’ların başkenti olan Ankara, Roma döneminde taşra örgütünün başkenti, Bizans döneminde imparatorların konakladığı önemli bir kent konumundaydı. Osmanlı döneminde ise Anadolu Eyaleti’nin merkezi olan Ankara’nın, ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Ancak kent etrafında yapılan araştırmalarda bulunan tarih öncesi izler, şehrin insanoğlunun yerleşik düzene geçtiği dönemlerde kurulduğunu gösteriyor. Buluntularda yapılan incelemelerde, kentte daha önce Hititlerin, Friglerin, Lidyalıların ve Galatların yaşadığını ortaya koyuyor.

Bizans döneminde, Ankara Hristiyanlığın Anadolu’daki merkezi konumundaydı

Şehrin yerleşik düzeni çok eskilere dayanmasına rağmen tarihi, Hitit devrinden itibaren takip edilebiliyor. Ankara’nın doğusunda bulunan Boğazköy’de (Hattuşa) yapılan kazılarda, şehirle ilgili önemli ipuçları elde edildi. Bazı yabancı tarihçilere göre Hitit eserlerinde sıkça rastlanan Ankuwa, muhtemelen bugünkü Ankara şehrinin bulunduğu yerde olduğu düşünülüyor. Hititlerden sonra yöreye Frigleri hâkim oldu. Ulus’ta yapılan kazılarda, Friglerin Ankara’da yaşandığına dair kesin bilgiler elde edildi. Frig devletini yıkan Kimmer istilasından sonra Ankara Lidyalıların eline geçti. Fakat bu hâkimiyet Pers kralı Kyros’un bütün Anadolu ile birlikte Ankara’yı işgal edince Lidyalılar dönemi sona erdi. Aradan iki asır geçtikten sonra Büyük İskender, Anadolu’daki Pers hâkimiyetine son verdi.
İmparator Augustos’un Ankara’yı almasından sonra kent özellikle mabetler, pazaryerleri, yollar ve suyolları açısından gelişti. Ankara, 334 ila 1073 yılları arasında Bizans İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altında girdi. Bu sürede Hıristiyanlığın Anadolu’daki önemli bir merkezi konumuna ulaştı. Ankara’nın kaderi Bizans ordularının Selçuklu Sultanı Alpaslan tarafından 1071 yılında mağlup edilmesiyle değişti. 1073 yılında Ankara, Türklerin eline geçti. Ankara Kalesi’nin bu dönemde askeri anlamda taşıdığı önemiyle bu gücün Türklerin avantaj sağlamasına katkı sundu. Bu dönemde Ankara en parlak devrini Alâaddin Keykubat zamanında yaşadı. Bu dönemde şehir askeri bakımdan tahkim edildi. Cami, medrese gibi dini ve ilmi eserlerle de imar edilen kent, Selçuklu sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanına kadar kayda değer yapılanmaya sahne oldu.
Moğolların istilasına uğrayan Sultan Gıyasettin Keyhüsrev bu saldırıda Ankara Kalesi’ne sığınır. Moğol saldırıları sonunda Selçuklu devleti zayıf düştü ve Ankara İlhanlıların egemenliği altına girdi. 1354’te Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa, şehri Osmanlı Devleti’ne kazandı. Ankara Savaşı’ndan sonra şehrin kaderi de değişti. Timur, Ankara’dan ayrıldığında Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Mehmet Çelebi padişahlığını ilan etti ve böylece Ankara’yı da aldı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Ankara Anadolu eyaletlerinin merkezi konumuna ulaştı. Şehir 17. yüzyılda Celali Ayaklanması sırasında isyancıların eline geçti. II. Mahmut’a isyan eden Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’nın egemenliğine giren Ankara, tekrar Osmanlıların eline geçti. Balkan Savaşı sonunda Rumeli vilayetlerinin kaybedilmesi nedeniyle batıdaki Türk sınırları İstanbul’a oldukça yaklaşmıştı. İstanbul Boğazı’nın ele geçirilmesi olasılığına karşılık başkentin Anadolu içine taşınılması kararlaştırıldı. Daha çok batı yönünden gelen saldırılara karşı Ankara, söz konusu saldırıların uzağında kalıyordu.

Stratejik öneme sahip olan Ankara, 1923 yılında başkent ilan edildi

27 Aralık 1919 tarihinde, Mustafa Kemal Paşa ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi Ankara’ya geldi. 1919’da yayımlanan tebliğ ile tüm mebuslara yapılacak toplantının Ankara’da yapılacağını duyurdu. Bu genelgeden sonra 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin merkezinin Ankara olduğu ilan edildi. 13 Ekim 1923 tarihinde çıkarılan bir kanun ile Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti oldu. Ankara, 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra, giderek büyüdü, yepyeni ve modern bir kimlik kazandı.
Alev Arslan

Hakkımda Alev Arslan

1981 yılında Sivas'ta doğdu. Balıkesir Üniversitesi İthalat İhracat bölümünden mezun oldu. Daha sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne devam etti. Birçok sektörel yayının yanı sıra ulusal gazetelerde muhabirlik yaptı. Bölgesel radyolarda program yapımcılığını, TV kanallarına taşıdı. Halen ulusal bir gazetede editör olarak görev yapıyor. Tarım ve hayvancılık alanında özel bir WEB sitesinde editörlük yapan Arslan, doğayla yakından ilgileniyor. Bu zamana kadar birçok STK içinde aktif çalışma yürüten Arslan, Türkiye'de tarım politikaları, toprak, bitkisel üretim, kuraklık, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve iklim değişikliği üzerine araştırmalar yapmaya ve bu başlıklar altında üretmeye devam ediyor.
Tüm Yazılarım
Ankara Gece Hayatı

Ankara Gezi Rehberi


GECE HAYATI

Her kesime, bütçeye, anlayışa yönelik gece hayatı sunan Ankara’da tatilinizi renklendirin
Ankara’nın gece hayatına dair bir söz vardır: “Ankara’da gece hayatı yoktur, öğrencileri vardır.” Gerçekten de Ankara’da, Avrupa şehirlerinde ve İstanbul’da alıştığımız bir gece hayatı yoktur. Onlarca üniversiteye ve dolayısıyla üniversite çağındaki binlerce gence ev sahipliği yapan kentte turist iseniz ve gece eğlenmek istiyorsanız Kızılay Meydanı’nda, Sakarya Caddesi’nde, Tunalı Hilmi Caddesi’nde, Arjantin Caddesi, Tunus Caddesi, Azerbaycan Caddesi, Filistin Caddesi ve 7. Cadde bulunan ve üniversitelilerin tercih ettiği kafe, disko ve barlara gitmenizi öneririz.
Broadway Bar, 45’lik Bar, Zeki Bar, Golden Bar, Garaj 55, Flat, IF Performance Hall, Kıtır, The Soul Bar, Sakal Pub, Kalendar Zebra, Üst Kat, Jolley Joker, La Bebe, Hayal Kahvesi, ktekçi, November Pub, Komşu Restoran gibi mekanlar üniversite gençlerinin en çok tercih ettiği mekanlardır. Bu mekanlarda hem yemek yiyebilir hem de alkol alabilirsiniz. Üstelik gençlerin gittiği kafe ve barların her zaman menülerinde çeşit çeşit alkollü ve alkolsüz kokteyller bulunur. Bunları denemenizi tavsiye ederiz.

Eğlence mekanları cuma ve cumartesi günleri canlanıyor

Unutmamalısınız ki sadece Ankara’nın değil, dünyanın her şehrinde kendine özgü bir yaşam tarzı ve yerlilerinin zevkine göre oluşan bir gece hayatsı vardır. Nitekim Ankara’da gece hayatı demek yerel halka daha çok pavyonları ve gazinoları hatırlatıyor. Sizin zevkinize hitap etmiyorsa hem de yanınızda bolca nakit bulunduramıyorsanız Ankara’nın neredeyse her yerinde bulunan bu mekanlara gitmenizi önermiyoruz.
Öte yandan fasılların yapıldığı meyhaneleri tavsiye ederiz.  Öte yandan Ankara metro hattı 00:30’a kadar hizmet veriyor fakat şehir merkezinden uzak bir yerde konaklıyorsanız bundan daha erken bir saatte otelinize dönmenizi tavsiye ederiz. Ankara’da çok lüks mekanlar olduğu gibi her kesime uygun bar ve kulüpler de bulunuyor. Ankara’nın bir memur şehri olması hafta içi gece hayatının sönük geçmesine neden olur. Ancak cuma ve cumartesi akşamları oldukça renkli geçer.

Ankara; opera, bale, tiyatro, sinema etkinlikleriyle alternatifler sunuyor

Ankara, Cumhuriyet’in başkenti olduğu için 1920’li yıllardan itibaren Batılı sanat dallarının Anadolu’da benimsemesi amacıyla opera ve bale salonlarının devlet tarafından desteklendiği şehirlerden biridir. Gündüz müzeleri gezdikten sonra akşam da kültürel etkinliklere katılmak isteyen turistler seyahat tarihlerine denk gelen opera, müzikal bale ve tiyatro etkinliklerine katılabilir. Ankara Devlet Opera ve Balesinin her sezon farklı eserlerini seyredebilirsiniz.
Öte yandan Ankara’da akşam sinemaya gitmek isteyenler için de kentte birçok seçenek bulunuyor. Ankara’daki tüm alış veriş merkezlerinin sinema salonları bulunuyor. Aynı merkezde yemek yedikten sonra geceyi bu salonlarda gösterimde olan filmlerden birini izleyerek tamamlayabilirsiniz.

FESTİVALLER

Ankara’nın kültür sanat festivallerini listenize eklemeyi unutmayın

Ankara Uluslararası Film Festivali

1988 yılından bu yana kesintisiz her yıl düzenlenen Ankara Uluslararası Film Festivali nisan ayında düzenlenir. T.C Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen festivalde kısa ve uzun metraj dalında yarışan filmlerden dereceye giren filmler para ödülü verilir.

Büyük Ankara Festivali

2017 yılında yedincisi düzenlenen Büyük Ankara Festivali, temmuz ve ağustos aylarında belirlenen tarihlerde kentteki yerli ve yabancı ziyaretçilere eşsiz bir müzik keyfi sunuyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen Büyük Ankara Festivali’nde birçok sanatçı konserleriyle sahne alır.

YEMEK

Birçok tatta marka olan kentte, bu lezzetleri bir daha denemek isteyebilirsiniz
Bir Ankaralıya Ankara'nın en sevdiği şeyini sorarsanız şunu söyleyecektir; dostluğu, arkadaşlığı… Ankara ondan kaçmak isteyeceğiniz bir yer değil ona kaçmak isteyeceğiniz bir yerdir. Üstelik anneden babadan Ankaralıysanız, Ankara'nın damak çatlatan lezzetlerini mutlaka tanıyorsunuzdur. Ankara’ya tatil amaçlı gitmek isteyen sizler için Ankara lezzetlerini sizin için derledik. Yolunuz Ankara’ya düştüğünde hepsi olmasa da mutlaka bu lezzetlerin birkaçını deneyin.

Ankara tava

Ankara yemekleri denildiğinde ilk akla gelen yemek Ankara tavadır. Ankaralıların bile nasıl yapıldığı konusunda ikiye bölündüğü Ankara tavası, bazı bölgelerde pilavı pirinçten bazı bölgelerde ise arpa şehriyeden yapılıyor. Tartışmaya konu olan bir diğer husus ise etin kemikli kaburga etten mi yoksa kuşbaşı etten mi olması yönündedir.

Öllüğün körü

Aslında kendisi sipariş verirken biraz utanç yaratan Öllüğün körü, yiyecek listenizde mutlaka olmalıdır. Erişte üzerine kavrulmuş kıyma konarak hazırlanan yemek, yanına yoğurt ile servis edilir.

Beypazarı güveci

500 yıllık tarihiyle dönemin padişahları için özel olarak hazırlanan Beypazarı güveci, odun ateşinde taş fırında beş saate yakın pişiriliyor. Güveçte kullanılan et yemlenen değil, doğada organik şekilde beslenen hayvan etiyle yapılır. Kuzu etiyle yapılan Beypazarı güveci ağızda dağılarak muhteşem bir tat bırakır.

Ankara simidi

İzmirliler ona gevrek derken Ankaralılar, simidi marka haline getirmiştir. Ankara simidini, sabah sıcacık yediğinizde o kavrulmuş tadı damağınızda hissedeceksiniz. İstanbul veya İzmir'deki simitler gibi sarı değildir. Bildiğiniz kahverengi olan Ankara’nın marka simidi, gerçek pekmeze batırılarak yapılır.

Çubuk turşusu

Bildiğiniz kornişon turşu değildir. Çubuk turşusu içindeki salatalıklar daha farklıdır. Tombul sosis gibi duran kornişon turşulara göre Çubuk turşusu, sondan başa incelen yapıdaki farklı cinste salatalıkla hazırlanır. Çubuk turşusu, Ankara’da her yemeğin yanında sofrayı renklendirir.

İnceğiz çorbası

Haşlanmış nohut, buğday ve kuzu etinin kullanıldığı İnceğiz çorbası, bir içtiğinizde bir daha içmek isteyeceğiniz türden bir çorbadır. Üzerine yağ kızdırılarak hazırlanan çorbaya, ekmeği kırıp banarak yemenizi öneririz.

Entekke böreği

Ankara'nın kıymalı böreği diyebileceğimiz Entekke böreği; mayayla hazırlanan hamurun içine kıyma eklenerek ve kavala kurabiyesi şeklinde kapatılarak hazırlanır. Kızgın yağda altın gibi kızaran Entekke börekleri, farklı bir tat olarak damaklarınızı şenlendirecek.

Yemlik cacığı

Yabani ot familyasında olan yemlik otu ile yapılır. Anadolu’da oldukça tanınan yemlik otu, tuza banılarak da tüketilebilir. Ancak en güzeli cacık şeklinde yoğurtla karıştırılarak hazırlanır.

Tamtak tiridi

İçinde çemen olan ve bir kez yediğinizde bir daha vazgeçemeyeceğiniz bir lezzet olan Tamtak tiridinin en büyük özelliği dilimlenen yağda kızartılan ekmeklerin üzerine çemen ve kıyma karışımın eklenmesidir. Mini kebap görünümünde olan bu lezzeti bir kez tattığınızda bir daha unutulamayacak bir tat olacak.

Şibit tatlısı

İnce yufka gibi açılan hamurların sac üzerinde pişirilmesi, baklava şeklinde kesilmesi ve şerbetle buluşmasıyla meydana gelen Şebit tatlısı, Ankara’ya özgü tatların başında gelir.

Efelek sarması

Labada olarak bildiğimiz otun Ankara versiyonudur. İç harcıyla doldurulan efelekler, tencereye yerleştirilir. Yanına yemlik cacığını ile servis edilir. Çorbası da yapılan efelek otu, yine Anadolu’ya has farklı bir lezzettir.
Alev Arslan

Hakkımda Alev Arslan

1981 yılında Sivas'ta doğdu. Balıkesir Üniversitesi İthalat İhracat bölümünden mezun oldu. Daha sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne devam etti. Birçok sektörel yayının yanı sıra ulusal gazetelerde muhabirlik yaptı. Bölgesel radyolarda program yapımcılığını, TV kanallarına taşıdı. Halen ulusal bir gazetede editör olarak görev yapıyor. Tarım ve hayvancılık alanında özel bir WEB sitesinde editörlük yapan Arslan, doğayla yakından ilgileniyor. Bu zamana kadar birçok STK içinde aktif çalışma yürüten Arslan, Türkiye'de tarım politikaları, toprak, bitkisel üretim, kuraklık, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve iklim değişikliği üzerine araştırmalar yapmaya ve bu başlıklar altında üretmeye devam ediyor.
Tüm Yazılarım

Sonuçları sırala:

Çam Thermal Resort Kızılcahamam Ankara

Çam Thermal Resort & Spa
Ankara Türkiye

0 görüşler

Şehrin gürültü ve patırtısından uzak , tamamen şehir hayatından yalıtılmış bir ortamda hizmet vermekte olan otelde kaldığınız sürece  oksijeni ciğerleriniz de hissedeceksiniz

ortalama fiyatı400TL SEÇİN
patalya termal resort 7 Kızılcahamam Ankara
0 görüşler

Ankara Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı içinde yer alan Patalya Thermal Resort Hotel  muhteşem doğası ile misafirlerini karşılamaya hazır. Etrafı çam

ortalama fiyatı300TL SEÇİN