
Eskişehir Gezi Rehberi
Sizler için hazırladığımız
Eskişehir Gezi Rehberi kent hakkında detaylı bilgiler veriyor. Eskişehir hakkında bilinmesi gerekenleri özet olarak sunuyor.İç Anadolu Bölgesi'nin kuzeybatısında yer alan
Eskişehir, 860 bin nüfusuyla bir öğrenci kenti olarak bilinmektedir. Yüzölçümü 13 bin 925 kilometrekare olan il, denizden 788 metre yüksekliğiyle sert bir kara iklimine sahiptir. Eskişehir, Milattan Önce 1000’li yıllarda Porsuk Nehri çevresinde Frigyalılar tarafından kurulmuştur. Günümüzde Türkiye'nin önemli yol kavşaklarından olan kent, lületaşı ve kaplıcalarıyla da ün kazanmıştır. Kültürel zenginliğinin yanı sıra doğal güzellikleri, zengin mutfağı ve alışveriş olanaklarıyla turistler açısından bir çekim merkezi olmaya başlamıştır.
Eskişehir Hakkında
Zengin flora ve faunaya sahip Eskişehir, çeşitli popülasyonlara ev sahipliği yapıyor
Eskişehir’in yüzde 26’lık kısmını meşe, çam, ardıç, gürgen, köknar ve katran ağaçlarından meydana gelen ormanlar oluşturur. Ayrıca su kıyılarında ahlat, kavak ve söğüt ağaçları bulunur. Sündiken Dağları'nın güney yamaçlarında, bin metreden sonra meşe çalılıklarına ve bodur meşelere rastlanır. Karaçamların da bulunduğu Sündiken Dağları'nda ayrıca kızılçamlar da vardır. Taştepe ile Mihalıççık bölgelerinde sarıçamlar da görülür. İldeki ormanların yüzde 78’i karaçam, yüzde 9’u sarıçam, yüzde 6’sı ise kızılçamlardan oluşur. Kalan kısım da meşe cinsinden bataklık ormanlarıdır. Mera alanları ve çayırlıklar ilin arazisinin yüzde 24’ünü kapsar. Yapılan araştırmalarda, Eskişehir’de sekiz adet toprak grubu olduğu saptanmıştır. Bunların başlıcaları kahverengi topraklar, kahverengi orman toprakları ve kalkersiz kahverengi orman topraklarıdır.
Öte yandan Eskişehir’de memeliler ve kuşlardan oluşan bir fauna dikkat çeker. Ormanlarda yaşayan memelilerin başlıcaları; geyik, ayı, tavşan, kakım, gelincik, sansar, sincap ve kirpidir. Kurt, çakal ve yaban domuzu popülasyonu daha yüksektir. Kuş türleri açısından zengin olan ilde, ördekgillerden boz kaz, sakarca, yeşilbaş, kılkuyruk, sülüngillerden bıldırcın ve çil, sutavuğugillerden sutavuğu ve sakarmeke, yağmurkuşugillerden gümüşi yağmurcun, çullukgillerden çulluk, çamur kuşu ve döğüşken, martıgillerden karabaş martı, çöltavuğugillerden bağırtlak, güvercingillerden tahtalı ve üveyik, karatavukgillerden karatavuk yaşar. Ayrıca ildeki akarsu, göl, gölet ve barajlarda çeşitli balık türleri mevcuttur. Alabalık, sazan, bıyıklı balık, turna, yayınbalığı, yılanbalığı ve kefal en çok rastlanan balık türleridir.
Kentin her ilçesinde ayrı bir kültür ve tarihle karşılamak mümkün
Alpu
Doğusunda Beylikova, batısında şehir merkezi, kuzey batısında Sarıcakaya, güneyinde Mahmudiye ve kuzeyinde ise Ankara bulunan Alpu, 11 bin nüfusa sahiptir. İlçedeki başlıca geçim kaynağı tarım, orman ve hayvancılıktan sağlanır. Ayrıca Dereköy bölgesinde ocaklardan lületaşı çıkarılır. Alpu’da aile olarak gümüş işleme işiyle uğraşanlar da vardır.
Beylikova
Doğusunda ve kuzeyinde Mihalıççık, güneyinde Sivrihisar ve Mahmudiye, batısında Alpu ilçeleri bulunan Beylikova’nın nüfusu 7 bin civarındadır. Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan ilçe halkı, topraklarının önemli bölümünde şeker pancarı yetiştirir. İlçede her yaz süt şenliği düzenlenir. Porsuk Nehri kenarında bulunan Beylikova’nın içinden Eskişehir-Ankara demiryolu hattı geçer.
Çifteler
Doğusunda Sivrihisar, batısında Seyitgazi, güneybatısında Han, kuzeyinde Mahmudiye ve güneyinde Afyon ile çevrili olan Çifteler ilçesi, 15 bin nüfusa sahiptir. Tarım ve hayvancılık ilçedeki en önemli geçim kaynağını oluştururken, ayrıca su ürünleri istasyonunda alabalık, aynalı sazan ve pekin ördeği yetiştirilir.
Günyüzü
Doğusunda Ankara, batısında Sivrihisar, güneyinde ise Konya bulunan Günyüzü ilçesinin nüfusu 6 bin civarındadır. Tarım ve hayvancılığın yanı sıra Kayakent, Kuzuören, Kavacık ve Gecek mahallelerinde kök boya kilim dokumacılığı yaparak ilçe halkı geçimini sağlamaktadır.
Han
Doğusunda Çifteler, kuzeyinde ve batısında Seyitgazi, güneyinde Afyon iliyle çevrili olan Han ilçesi 2 bin civarında nüfusa sahiptir. Başta gelen geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olan ilçenin tarihi oldukça eskilere dayanır. İlçede, Yazılıkaya-Midas kentini de kapsayan çok sayıda Frig eseri, ayrıca Roma-Bizans ve Osmanlı dönemlerine dair eserler vardır.
İnönü
Doğusunda kent merkezi, güneyinde Kütahya, güneybatı, batı ve kuzeyinde Bilecik bulunan İnönü ilçesinin nüfusu 7 bine yakındır. Ekonomisi tarım ve hayvancılık sektörleri üzerinden süren ilçenin yoğurt ve kaymağı ünlüdür. İlçenin ismi, Birinci İnönü ve İkinci İnönü zaferlerinin ardından Atatürk tarafından İsmet Paşa’ya soyadı olarak verildi.
Mahmudiye
Kuzeyinde merkez ilçe ve Alpu, kuzeydoğusunda Beylikova, doğusunda Sivrihisar, güneyinde Çifteler ve batısında Seyitgazi bulunan Mahmudiye ilçesi, 8 bine yakın nüfusa sahiptir. Eski dönemlerde Hitit ve Frig uygarlıklarının yaşadığı ilçe, Roma-Bizans zamanlarına ait kalıntılara sahiptir.
Mihalgazi
Doğusunda Sarıcakaya, batı ve kuzeyinde Bilecik, güneyinde Eskişehir şehir merkezi ile çevrili olan Mihalgazi, 5 bine yakın nüfusa sahiptir. Meyve ve sebze yetiştiriciliğinin yaygın olduğu ilçede seracılık da gelişmiştir. İlçede bulunan Sakarılıca kaplıcaları romatizma hastalıklarına iyi geldiği için ziyaretçi çekmektedir.
Mihalıççık
Kuzeyinde ve doğusunda Ankara ili, batısında Beylikova ve Alpu, güneyinde de Sivrihisar bulunan Mihalıççık ilçesinin nüfusu 8 bin civarındadır. Tarım ve hayvancılığın yaygın olduğu ilçede, Frig yerleşiminin izleri vardır. Yunus Emre’nin doğduğu köy, Mihalıççık sınırları içinde bulunur. İlçede, her yıl mayıs ayının ilk haftası kutlanan Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’nda çok sayıda etkinlik düzenlenir.
Odunpazarı
İlin nüfus olarak en büyük ilçesi olan Odunpazarı, 400 bine yakın kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Kuruluşuyla ilgili farklı iddialar olan ilçenin yerleşiminin oldukça eski zamanlara dayandığı ise kesindir. Kimi kaynaklarda, Osmanlı Devleti’nin Odunpazarı’nda kurulduğu ve o zamanki isminin Karacaşehir olduğu belirtilir. Bazı araştırmacılar ise Eskişehir’in 1200’lü yıllarda Odunpazarı’nda kurulduğunu iddia ediyorlar. İlk yerleşimi Hititler zamanına kadar uzanan şehrin Dorylaion ismini almasının da o dönemde olduğu kaydediliyor.
Sarıcakaya
Doğusunda Ankara, batısında Mihalgazi, kuzeyinde Bolu, kuzeybatısında Bilecik, güneyinde ise Eskişehir merkez ilçenin bulunduğu Sarıcakaya, 6 bine yakın nüfusa sahiptir. Geçim kaynağı ağırlıklı olarak sebze ve meyve üretimi olan ilçede, ipekböceği yetiştiriciliği ve seracılık da yapılmaktadır. Sarıcakaya’nın doğusunda bulunan Laçin mahallesinde maden suyu kaynakları mevcuttur.
Seyitgazi
Kuzeyinde Eskişehir kent merkezi, kuzeydoğusunda Mahmudiye ilçesi, batısında Kütahya ili, güneyinde Afyon ili, doğusunda ise Çifteler ve Han ilçeleri ile sarılan Seyitgazi ilçesinin nüfusu 13 bin civarındadır. Tarım ve hayvancılığın yaygın olduğu Seyitgazi’de, ilk çağlarda oldukça yoğun bir Hitit-Frig yerleşimi yaşanmıştır.
Sivrihisar
Doğusunda Günyüzü ilçesi ile Ankara ili, batısında Çifteler ve Mahmudiye ilçeleri, kuzeyinde Beylikova ve Mihalıççık ilçeleri, güneyinde ise Konya ve Afyon illeri bulunan Sivrihisar, 202 bini aşkın bir nüfusa sahiptir. İlçedeki insan yerleşimi Hititler dönemine kadar gider. Söz konusu dönemde ismi Sallopa olan Sivrihisar’da, Milattan Önce 700’lü yıllarda Frigler yaşamaya başlamıştır. İlçede çok sayıda tarihi kalıntı mevcuttur. Nasreddin Hoca’nın doğduğu ilçe olarak da ün kazanmıştır.
Tepebaşı
Eskişehir şehir merkezinin kuzey ve kuzeybatısında bulunan Tepebaşı, ilin nüfus bakımından en büyük ikinci ilçesidir. 2017 yılı verilerine göre ilçenin nüfusu 353 bin civarındadır. İç Anadolu’da bulunan ilçede kara iklimi etkisini gösterir; yaz ayları sıcak ve kurak, kış ayları ise soğuk ve yağışlı geçer.
Çağdaş altyapısını gelişmiş ulaşım modları ile
destekleyen Eskişehir, binlerce kişiyi ağırlıyor
Karayolu
Türkiye’deki ulaşım sistemi içinde önemli bir konumda bulunan Eskişehir’in ana yolu İstanbul-Eskişehir-Ankara devlet karayoludur. Eskişehir’in tamamını kuzeybatı-güneydoğu yönünde geçen bu yol, karayolu ulaşımının ana güzergahıdır. Kent merkezi ile Sivrihisar ilçeleri de bu yol üzerinde bulunur ve ildeki karayolu bağlantıları bu yolla ilişkilidir. İstanbul’a 315, Ankara’ya 234 ve İzmir’e 461 kilometre uzaklıkta bulunan Eskişehir, hem toplu ulaşım hem de özel ulaşım konusunda çok geniş imkanlara sahiptir.
Havayolu
Anadolu Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi'ne ait olan
Eskişehir Anadolu Havalimanı, üniversiteye ait İki Eylül Kampüsü'nde yer alır. Tren garına uzaklığı 6.4 kilometre olan havalimanı, ayrıca otogara da 5.8 kilometre mesafededir. Yolcu sayısının az olması nedeniyle yurtiçi seferleri kaldırılan havalimanından sadece Brüksel’e uçak seferleri vardır. Yurtiçi uçuşların yapılabildiği en yakın havalimanı ise Eskişehir’e 272 kilometre mesafede olan
Ankara Esenboğa Havaalanı’dır.
Demiryolu
Türkiye demiryolu ağının en önemli kavşak noktalarından biri olan Eskişehir, İstanbul, Ankara ve tüm Anadolu’yla bağlantıya sahiptir. Ankara’ya 264, Haydarpaşa’ya 375, Afyon’a 162 kilometre mesafedeki demiryoluna sahip olan Eskişehir, il içinde ise 215 kilometre uzunluğunda demiryolu hattına sahiptir. Yolcu ve posta trenlerinin her yöne hareket ettiği Eskişehir’de, her gün Ankara’ya hızlı tren seferleri mevcuttur ve yolculuk bir buçuk saat sürmektedir. Ayrıca Konya’ya her gün çalışan yüksek hızlı trenler ile iki saatte gidilebilmektedir.
Eskişehir ucuz uçak bileti
[wprpi by=”tag” post=”10″ icon=”none”]
[wprpi by=”tag” post=”10″ icon=”none”]
[wprpi by=”tag” post=”10″ icon=”none”]
Aktarmalı ya da direk uçuş.. Eskişehir uçak bileti de web sitemizde..
Eskişehir’de yapılacak şeyler
Eskişehir’in de bir hikayesi var.. Bu hikayelere sadık kalarak sizler için sağlam bir Eskişehir gezi rehberi hazırladık.

Eskişehir Gezi Rehberi
Eskişehir Tarihi
Medeniyetler ve kültürler beşiği Eskişehir,
tarihin ayak izlerini taşıyor
Tarih boyunca Anadolu’nun önemli merkezlerinden biri olan Eskişehir’in ilk olarak nerede kurulduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, pek çok Anadolu kentinden farklı olarak ilk yerini büyük ölçüde değiştirmeden bugüne geldiği belirtilmektedir. İlk ve orta çağlarda ismi Dorylaion olan Eskişehir,
Frigya'nın öne çıkan şehirleri Şarhöyük (Dorylaion), Balhisar (Pessinus) ve Karahöyük (Midaion) kentlerini de kapsamaktadır. Frigyalılardan sonra, Milattan Önce 676-546 yılları arasında Lidyalıların kontrolüne giren Eskişehir, ardından Pers topraklarına dahil edilir. Büyük İskender, Milattan Önce 334 yılında Persleri yenerek, Frigya ve Anadolu'yu ele geçirmiştir. Kent, Büyük İskender'in ölümünün ardından Roma İmparatorluğu'na bağlanmıştır. İmparatorluğun ikiye bölünmesinin ardından Eskişehir, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu sınırlarında kalmıştır. Bu yıllarda parlak bir dönem yaşayan kent, havası ve şifalı sularıyla imparatorların dinlenme ve avlanma mekanı olmuştur. Yine bu dönümde Eskişehir’de saraylar ve hamamlar inşa edilmiş ve kent hızla gelişmiştir. Sivrihisar (Justinianapolis) gibi yeni şehirler de yine bu dönemde inşa edilmiştir. Haçlı Seferleri ve Bizans İmparatorluğu’nun işgalinin ardından Kılıç Aslan tarafından 1182 yılında ele geçirilen Eskişehir, yaşanan savaşlar nedeniyle harabeye dönmüş ve kentin 2 kilometre güneyinde yeni bir kent inşa edilmiştir. Kentin eski yerleşim yerine “Eskişehir” ismi verilirken, zaman içinde bu isim yeni kent için de kullanılmıştır.
Eskişehir, 1196 yılından sonra bölgeye hakim olan Türklerin kontrolüne girdi. 13’üncü yüzyılda ise gücü iyice zayıflayan Selçuklular, Eskişehir ve çevresini Ertuğrul Bey’e bıraktı. Ardından Ertuğrul Bey’in oğlu Osman Bey’in kontrolüne geçen kent, Bizans'a karşı sürdürülen savaşlarda önemli bir üs olarak kullanıldı. Fatih'in ilk dönemlerine kadar Ankara Beyliği’ne bağlı bir sancak olan Eskişehir, 1451-1831 yılları arasında Kütahya Beylerbeyliği’ne, daha sonra 1841 yılında da Bursa Eyaleti’ne bağlandı. 19’uncu yüzyılın ortalarında gelişmeye başlayan kent, Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra kente yerleşen göçmenlerin ve 1894’te açılan Bağdat-Berlin demiryolunun da etkisiyle önemli bir değişime uğradı. 2. Meşrutiyet’in ilanının ardından bağımsız sancak yapılan Eskişehir, yapılan ilk tren bakım onarım atölyesi ile sanayi alanında da ilerlemeye başladı.
Milli mücadele yıllarında, İngilizlerin ve Yunanlıların işgaline maruz kalan kent, 2 Eylül 1922’de işgalden kurtarıldı. Eskişehir çevresinde İnönü, Sakarya ve Kütahya gibi Kurtuluş Savaşı’nın önemli çarpışmaları yaşandı, ancak şehir merkezinde bir çarpışma olmadı. Cumhuriyet döneminde il yapılan Eskişehir, hızlı bir gelişme gösterdi.
Kültürel zenginliğini modern yapısıyla
buluşturan kentte, görülecek 150 nokta var
Kültürel zenginliği, tarihi ve modern yapısıyla dikkat çeken Eskişehir, Türkiye’nin gezilebilecek yerleri en çok olan illerinden biridir. UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan tarihi Odunpazarı’ndan Porsuk Çayı’na, Sazova Parkı’ndan Balmumu Heykeller Müzesi’ne, El Sanatları Çarşısı’ndan Arkeoloji Müzesi’ne kadar 150’yi aşkın gezilesi değere sahip olan Eskişehir’de, gezmeye nereden başlayacağı konusunda kafa karışıklığı olanlar için en çok ziyaret edilen yerleri derledik.
Eskişehir denilince akla ilk gelen yerlerden birisi elbette ki Odunpazarı’dır. Bunun temel nedeni ise burasının UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış olmasıdır. Odunpazarı ilçesinde; Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin izlerini yansıtan birçok tarihi eser bulunuyor. Neler mi dersiniz? Yapılış tarihi 1271 olan Alaaddin Camii, 1525 yılında inşa edilen Kurşunlu Külliyesi, 13. yüzyılda yapılan Hacı Hasan Camii ve meşhur Odunpazarı evleri bunlardan ilk akla gelenlerdir. Mimarileri ile ziyaretçilerini hayran bırakan Odunpazarı evlerinin önemli bir bölümü restore edilerek bugüne kadar yaşatılmıştır.
Oldukça geniş bir alanda kurulan Sazova Parkı’nda; sualtı dünyası, masal şatosu, korsan gemisi benzeri çok sayıda eğlendirici ortamla karşılaşmak mümkün. Oldukça ilgi çeken bu parkta ayrıca uzay merkezi, bilim-deney merkezi, akvaryum ve miniatürk gibi yerler de mevcut. Özellikle çocuklu turistlerin ziyaret ettiği parkı, Eskişehir’e giden herkesin görmesini öneririz.
Sakarya Irmağı’nın kollarından birisi olan Porsuk Çayı, kentin ortasından geçer. Porsuk Çayı’nın çevresinde Atatürk Caddesi ve Köprübaşı köprülerinin arasındaki kısma Adalar deniliyor. Eskişehir’in en hareketli bölgelerinden olan Adalar’da çok sayıda restoran, kafe ve çeşitli aktivitelerin yapıldığı yerler bulunur. Öğrenci kenti olarak bilinen Eskişehir’de bu bölge öğrenciler için önemli bir yer tutar. Gece hayatının yanı sıra çay kenarında gezinti, teknelerle seyahat ve gondollar çokça tercih edilir.
Odunpazarı’nda yan yana bulunan üç evin dekorunun yenilenmesiyle yapılan ve 2017’de ziyarete açılan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi de Türkiye’de konusuyla ilgili hayata geçirilen ilk müzedir. Yerli ve yabancı sanatçıların eserlerinin sergilendiği bu müzede, ayrıca camın nasıl işlendiğine dair bir seyir salonu da bulunmaktadır.
Eskişehir’in en ünlü değerlerinden olan lületaşını tanıtmak amacıyla Odunpazarı Belediye tarafından yapılan ve 2005 yılında açılan Atlıhan El Sanatları Çarşısı, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Çarşıda çok çeşitli el sanatı ürününün nasıl yapıldığına dair bilgiler bulmanın yanı sıra bu ürünleri hediye etmek veya dekorasyon amaçlı olarak satın alma şansına da sahipsiniz.
Bu çarşının yakınında bulunan Nallıhan Lületaşı Çarşısı’nda da çeşitli hediyelik eşyalar bulmak mümkün.
Eskişehir, Türkiye’deki ilk balmumu heykeller müzesine ev sahipliği yapmaktadır. 2003’te ziyarete açılan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, büyük çoğunluğu sanatçı ve devlet adamı olmak üzere, içinde 160 kişinin balmumu heykelini barındırıyor. Pazartesi günleri dışında haftanın her günü ziyarete açık olan bu müze turistlerin ilgisiyle karşılaşıyor.
Kurtuluş Savaşı’nın dokümantasyon şeklinde anlatıldığı bu müze de Eskişehir’de ziyaret edilmesi gereken yerler arasında bulunuyor. 29 Ekim 2016’da ziyarete açılan Kurtuluş Müzesi’nde geleneksel müze eserlerine rastlayamazsınız, çünkü müzede tarihi eşyalar yok. Savaşın belgelerle anlatıldığı müzede, Kurtuluş belgeselini izlemeniz de mümkün.
Eskişehir Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin karşısında bulunan Kent Park, gerçek deniz kumu kullanılarak yapılmış olan Türkiye’nin ilk yapay plajı olma özelliği taşıyor. Parklarıyla ünlü Eskişehir’de, geniş bir alanı kapsayan Kent Park, açık yüzme havuzu, kafeleri, restoranları ve at binme eğitimi verilen alanı ile kentin ilgi çekici yerlerinin başında geliyor. Parkta ayrıca çocuklar için çeşitli ve bolca oyun alanları da mevcut.
İçinde Eskişehir’in en büyük şelalesinin de bulunduğu, oldukça geniş bir alana sahip bu yemyeşil parkı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Çocukların eğlenceli zaman geçirebileceği mekanların yanı sıra ahşap yel değirmeni ve küçük bir amfi tiyatro da parkın içinde mevcut. Şelale Park içinde bulunan restoranda kahvaltı yapıp, Eskişehir’in nefis manzarasını izlemek, turistlerin tercihleri arasında yer alıyor.
Daha önce sebze meyve hali olarak kullanılan bina 2000 yılından sonra restore edilerek gençlik merkezine dönüştürülmüştür. Nostaljik ve otantik havasıyla çok sevilen bu merkez, çay-kahve içip derin sohbetlerin yapıldığı bir mekan olma özelliğine sahip.
Özel sektörün katkısıyla kurulan Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi, 2011 yılından beri ziyarete açık. Arkeoloji müzesinin Eskişehir’e yetmemesi ve 2001 yılında kapanması üzerine 2007 yılında ETİ Şirketler Grubu’nun katkılarıyla yapımına başlanan bu müze, 4 metrekareye yakın bir alana sahip. Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden 2 bin civarında tarihi eserin sergilendiği müzede en çok ilgi çeken eserlerden biri de dünyadaki ilk lületaşı mühürdür.
Kentte gezilecek o kadar çok var ki…
Eskişehir’de kısaca tanıttığımız bu yerlerin dışında ilgi çekebilecek 150’ye yakın nokta bulunuyor. Kentin ziyaretçilerinin ilgi alanlarına göre gezebileceği bu yerler şöyle: Abbas Halim Paşa Köyü Camii (Çifteler), Akdoğan Mescidi (Sivrihisar), Akhisar Kalesi (Han), Akkaya Tepesi (Mihalıççık), Akoğlan Cami (Odunpazarı), Akpare Kale (Dağlık Frigya/Seyitgazi), Alçengel Camii (Şeyh Kuddisi Camii), Haziresi (İnönü), Alemşah Kümbeti (Sivrihisar), Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi, Anadolu Üniversitesi Havacılık Parkı, Arasta Çarşısı (Odunpazarı), Asar Kale (Seyitgazi), Asmacık İnleri Kaya Mezarları (Seyitgazi), Atila Özer Karikatürlü Ev (Tepebaşı), Avlakkaya Kanyonu (Mihalgazi), Aziz Mahmud Hüdayi Camii (Sivrihisar), Bahşeyiş Anıtı (Seyitgazi), Balaban Cami (Sivrihisar), Berberini Kaya Kilisesi (Seyitgazi), Bilim Sanat ve Kültür Parkı, Bitmemiş Anıt (Dağlık Frigya), Böğürtlen Balkayası (Frig Kaya Anıtı/Sivrihisar), Büğdüz Köyü Camii (Alpu), Büyük Park (Anıt Park/Tepebaşı), Çağdaş Seramik Park (Odunpazarı), Çalçı Köyü Camii (Mihalıççık), Çatacık Orman İçi Dinlenme Yeri, Çatalkaya (Dağlık Frigya), Çukur Çarşı (Odunpazarı), Kümbet Vadisi, Asmainler Saklı Vadi, Porsuk Vadisi, Yapıldak Vadisi, Yazılıkaya Vadisi, Zahran Vadisi, Dede Korkut Parkı, Deveboynu Kalesi (Dağlık Frigya), Dede Korkut Anıt Duvarı, Delikli Kaya Nekropolü, Derekop Kanyonu (Alpu), Dübecik Kale (Dağlık Frigya), Doğanlı Kale (Dağlık Frigya), Eğitim Karikatürleri Müzesi, Engelsiz Park, Ermeni Kilisesi (Sivrihisar), Eskişehir Hava Şehitliği, Eskişehir Sanatları Çarşısı, Eskişehirspor Müzesi, Esnaf Sarayı, ESOGÜ Zooloji Müzesi, Espark AVM, Fethiye Ören Yeri, Dağlık Frigya Eskişehir Vadileri, Frig Kaleleri (Dağlık Frigya), Gerdekkaya Mezar Anıtı (Dağlık Frigya), Gökçekısık Kale, Develik Han (Seyitgazi), Doğan Aslan Mescidi (Sivrihisar), Gökgöz Kale (Dağlık Frigya), Gümüşkonak – Germia, Hamamkarahisar Camii (Sivrihisar), Hamamkaya Frig Kaya Mezarı, Hamamyolu (Süleyman Çakır) Caddesi, Hazinedar Mescidi (Sivrihisar), Heykel Park, Hızır Bey Mescidi (Sivrihisar), Hoşkadem Camii (Sivrihisar), Hüsrev Paşa Camii (Han), İki Eylül Caddesi, İnönü Savaşları Karargah Evi, İnönü Mağarası, İshak Fakih Camii (Ak Cami) (Odunpazarı), İsmet İnönü (Doktorlar) Caddesi, Japon Bahçesi, Karahöyük / Midaio (ALPU), Kanlıpınar Şehitliği, Kanatlı AVM, Kent Belleği Müzesi, Kılıç Minaresi ( Sivrihisar), Kırk Ambar Çarşısı, Kırkgöz Kale - (Dağlık Frigya), Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi, Kocabaş Kale (Dağlık Frigya), Köprübaşı, Körestan Nekropolü, Kumacık Hamamı (Sivrihisar), Kurşunlu Camii (Sivrihisar), Küçük Yazılıkaya (Areyastis Anıtı), Melik Gazi Türbesi (Seyitgazi), Musaözü, Neoplus AVM, Odunpazarı Botanik Parkı, Özdilek AVM, Pişmiş Kale (Dağlık Frigya), Regülatör Park, Peribacaları (Seyitgazi), Saat Kulesi (Sivrihisar), Sabancı Uzay Evi, Selçuklu Hamamı (Seyitgazi), Seyircek Kale (Dağlık Frigya), Seyyit Mahmut Suzani Külliyesi, Şehr-i Aşk Adası, Şehr-i Derya Parkı, Şeyh Şehabeddin Sühreverdi Türbesi (Salı Tekkesi), Tarihî Turan Numune Mektebi Ders Araçları Sergievi, Zey Köyü (Sivrihisar), Taşbaşı, Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi, Sultan Alaaddin Camii (İnönü), Toprak Dede Hayrettin Karaca Parkı, Ulu Camii (Sivrihisar), Yunus Hoca Kümbeti (Sivrihisar), Reşadiye Camii, Osmanlı Evi - (Odunpazarı), Seyitgazi Bor ve Etnoğrafya Müzesi, Yazılıkaya Köyü Cami (Han), Zahren Deresi Bizans Yerleşmesi, Sümbüllü Anıt (Dağlık Frigya), Tren Garı, TCDD Eskişehir Müzesi, Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Solon’un Mezarı(Aslanlı Mabet), Tülomsaş Müzesi (Devrim Arabası), Lületaşı Müzesi, Balıkdamı Kuş Cenneti, İhsan Erdemgil Konağı (Sivrihisar), Himmet Baba Türbesi (Seyitgazi), Üryan Baba Türbesi (Seyitgazi), Zaimağa Konağı (Sivrihisar), Esminyatürk (Türk Dünyası Şaheserleri Parkı), Nasreddin Hoca'nın Evi (Sivrihisar), Sakarya Başı (Sakarıbaşı), Han Yeraltı Yerleşimi (Han), Pessinus (Ballıhisar) Antik Kenti (Sivrihisar), Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi (Seyitgazi), Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi (Seyitgazi), Yunus Emre Külliyesi ve Türbesi, Midas Anıtı (Yazılıkaya/Han), Karacahisar Kalesi (Osmanlı’nın İlk Fethettiği Kale).
Balkan ve Kafkas mutfaklarından etkilenen
Eskişehir’de unlu yemekler öne çıkıyor
Eski dönemlerden beri Anadolu’nun buğday ambarı olarak nitelendirilen Eskişehir’de doğal olarak unla yapılan yemekler meşhurdur. Yemeklerde haşhaşın bolca kullanıldığını görürüz. Ayrıca Balkan ve Kafkas göçmenleri, Eskişehir kent mutfağını etkileyerek bir zenginlik katmıştır. Pırasalı Arnavut böreği, dızmana, ağzı açık, kökrek dolma, kalakay, ciğer sarması, kelem sarma, kıvırma böreği, göceli tarhana çorbası, düğü köfte çorbası, gözleme gibi çok sayıda yemeğe Çerkez mutfağının da kayda değer katkıları olmuştur.
Abısta
Sütün ve suyun büyük bir tencereye konulduktan sonra üzerine tuz ilave edilerek 90 derecede kaynatılmasıyla yapılır. Kaynar suyun içine mısır unu da ilave edilerek, tahta kaşıkla pişirilmeye başlanır. Sertçe bir hamur olana dek pişirildikten sonra yuvarlak bir biçimde sofra üzerine yerleştirilir. Ortası kaşık yardımıyla oyulur ve içine tereyağı eklenir, çevresine ise çerkes peyniri konur. Daha önce hazırlanmış olan çerkes tavuğu ile birlikte sıcak olarak servis edilir.
Acı-gıcı
Eskişehir’de “acı-gıcı” adı verilen ısırgan otunun uzun yapraklarından yapılan bir yemektir. Bulgur, tuz, kavurma, baharat eklenerek hazırlanan iç, yapraklara sarılarak tencereye konulur ve pişirilir.
Ağzı Açık
Hamurla yapılan bir yemektir. İyice açılan hamur, 10 santimlik kareler şeklinde kesildikten sonra içerisine haşlanmış mercimek, tuz, karabiber karışımı eklenir. Daha sonra karenin iki kenarı, dikdörtgen olacak şekilde örtülür. Yağlanmış tepsiye dizildikten sonra fırında pişirilerek servise hazır hale gelir.
Arabaşı
Su ve tuzun una eklenmesiyle elde edilen bulamaç, pişirildikten sonra tepsiye konup donmaya bırakılır. Donduktan sonra ufak ufak kesilir. Tavuk suyuna limon ve acı biber bir tasın içinde eklenir. Birlikte yenilir.
Balaban
Ufak ufak doğranan pideler, sıcak et suyuyla ıslatıldıktan sonra üstüne yoğurt ve salça sosu eklenir. Ardından ızgarada kızartılan balaban köfteler ile bonfile şişler konulur. Domates, maydanoz ve ızgarada közlenmiş biberler de eklendikten sonra üzerine kızdırılmış tereyağı ilave edilir.
Bamya çorbası
Daha çok Sivrihisar ilçesinde yapılan bu çorba, özel günlerde ve düğün yemeklerinden sonra içilir. Kuru bamya, kuşbaşı koyun eti, et suyu, soğan, salça, tuz, kırmızıbiber, tereyağı ve limon ile yapılan bu çorbanın, ağır yemeklerin sindirimini kolaylaştırdığı bilinir.
Bıt-bıtı çorbası
Eskişehir’in bulgurlu çorbalarından biridir. En ince bulgur, yoğurt ve tuz eklendikten sonra karıştırılarak pişirilir. Daha sonra da üstüne kızgın yağ dökülerek servise hazır hale getirilir.
Çibörek
Eskişehir denildiğinde ilk akla gelen yiyeceklerden olan çiböreğin eşsiz bir tadı vardır. Kente yerleşen Kırım Tatar kültürüyle gelen çibörek; kıyma, soğan ve baharatın karıştırılmasının ardından açılmış yufkaya konulması ve yağda kızartılmasıyla elde edilir. Çoğunlukla yarım ay biçiminde olan bu böreğin mantarlı ve peynirli çeşitleri de vardır.
Boza
Soğuk kış aylarının en çok tercih edilen içeceklerinden olan boza; hafif ekşili tatlı ve yoğun kıvamlıdır. Normalde buğdayın fermantasyonu ile elde edilen boza, Eskişehir’de mısırdan yapılır ve çay kaşıkları ile servis edilir. Sarı mısır, suyla kaynatıldıktan sonra mayalandırılır. Ardından ise soğutulur ve süzüldükten sonra şekerle karıştırılır. Birkaç gün bekletildikten sonra içilmeye hazırdır.
Met helvası
Eskişehir’in özel lezzeti olan met helvasının ismi, çubuk (met) ve aşık kemiğiyle oynanan bir oyundan gelir. Un, şeker, yağ, limon ve su ile yapılır. Bu helvanın kakaolu ve vanilyalı çeşitleri de mevcuttur. Ayrıca kürek helvası da Eskişehir’in yerel lezzetlerinden biridir.