
Çanakkale Gökçeada Gezi Rehberi
Gökçeada Gezi Rehberi
Çanakkale’nin en sakin ilçelerinden olan Gökçeada, Türkiye’nin denizlerdeki en büyük kara parçasıdır ve ülkenin en batısında yer alır. Olağanüstü güzellikteki bakir koyları, eski Rum köyleri ve muhteşem doğasıyla sakin bir tatil geçirmek istiyorsanız, “Tam da burası” diyebileceğiniz bu güzel ada, sıcak yaz aylarında teninizi okşayan rüzgarıyla içinizi ferahlatabileceğiniz bir tatil beldesidir. Sualtına ilginiz varsa yüzlerce çeşit balıkla karşılaşabileceğiniz Gökçeada, Türkiye’de güneşin batışının en güzel izlendiği yerler arasındadır. 285 kilometrekare yüzölçümü ve 92 kilometre uzunluğundaki kıyılarıyla Gökçeada, en batısında yer alan İnce Burun’la Türkiye'nin en batı sınırını oluşturur.Gökçeada, Gelibolu Yarımadası’nın batısında bulunan Kabatepe Limanı’na 14 mil, Çanakkale’ye ise 33 mil uzaklıkta yer almaktadır. Derin ve yeşil vadileri, andezitten oluşan tepeleri, harika kıyıları ve tatlı su kaynakları ile Ege’deki en güzel adalardan olan Gökçeada, güneyinde yer alan Aydıncık (Kefalos) plajıyla apayrı bir güzelliğe sahiptir.
Gökçeada’nın adı antik dönemde İmbrus ya da İmbros’tur. Osmanlı zamanında ismi İmbros’tan İmroz’a dönüştürülen adaya, 29 Temmuz 1970 tarihinde Gökçeada adı verilmiştir. En eski sakinleri Pelasglar olan adayı, Milattan Önce 500'lü yıllarda Miltiades Atina'ya bağlamış, Roma hakimiyetine kadar ada Atina kontrolünde bulunmuştur. İstanbul’un fethinden iki yıl sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455’te Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil edilen Gökçeada, 1922-1923 arasında Yunan işgalinde kalmış olup, Lozan Antlaşması uyarınca 22 Eylül 1923'te Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmıştır.

Gökçeada Gezilecek Yerler
Harika doğasıyla Gökçeada’nın gezilecek yerleri…
Rum Köyleri
Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan Rum köyleri, adanın ziyaret edilmesi gereken yerlerinin başında gelir. Adayı daha iyi tanımak için Rumların yüzyıllar boyunca yaşadığı bu köyleri mutlaka görmek gerekir. Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Zeytinli, Bademli, Dereköy ve Tepeköy’de bugün halen Rum nüfusu çoğunluktadır. Korsan saldırılarına karşı korunmak amacıyla yüksek tepelerde ve denizden uzak bölgelerde kurulan köylerin denizle kıyısı bulunmaz. Yalnızca Kaleköy’ün alt kısmında bulunan limanda birkaç ev deniz kenarında yer alır. Konumları nedeniyle muhteşem manzaralara sahip olan bu köylerde, taş kaplı yollar, kiliseler, kahvehaneler ve çamaşırhaneler yüzyıllar boyunca varlığını sürdürebilmiştir. Son yıllarda yapılan restorasyonlarla kullanılan evlerin sayısı artarken, her köyde ibadete açık bir kilise vardır. Ayrıca köy meydanlarında kahvehane, restoran, kafe ve konaklama tesisleri gibi yapılar mevcuttur. Yaz aylarında özellikle turistlerin ilgisini çeken bu köyler, fotoğraf tutkunlarına harika pozlar verirler.Tepeköy Çınaraltı
Tepeköy yolu üzerinde bulunan bu muhteşem piknik alanında keyifli vakit geçirebilirsiniz. Adını yaklaşık 630 yaşında olan çınar ağacından alan bölge, adanın en büyüleyici yerlerinden biridir. Hemen yanında tarihi bir çeşme bulunan çınar ağacı korumaya alınmıştır. Ada genelinde anıt niteliği taşıdığı için koruma altına alınan altı çınar ağacından en yaşlısı buradaki ağaçtır. Diğer ağaçların yaşları ise 175 ile 400 arasında değişmektedir. Bu çınar ağacına yürüme mesafesinde ise Ege Denizi’nin muhteşem manzarası ve Semadirek Adası’nı görme şansına sahipsiniz. Yeşilin ve mavinin her tonunu görebileceğiniz bu manzara görülmeye değerdir.Tuz Gölü
Gökçeada Tuz Gölü, Kefalos ile Aydıncık plajlarının ortasında bulunmaktadır. Rüzgarların taşıdığı kum seddinin ortasında meydana gelmiş olan Tuz Gölü’nün derinliği 1 metre kadar olup, genişliği ise 1 kilometre civarındadır. Sadece deniz suyu ve yağmurlardan oluşan bu göle herhangi bir akarsu karışmamaktadır. Suyu yaz aylarında buharlaştığı için gölün üzerinde bir tuz tabakası kalmaktadır. Pek çok su kuşu türünün yaşadığı gölde; flamingo, suna, angıt, ördek, yağmurcun, martı ve kum kuşu gibi 80 civarında kuş türü olduğu saptanmıştır. Gölün bir diğer özelliği ise turistler tarafından vücuda sürülen siyah çamurlarıdır. Bu çamurların kimi hastalıklara iyi geldiği sanılıyor. Nitekim yapılan bilimsel analizlerde de bu çamurun içinde bolca kükürt bulunduğu ve sedef, kireçlenme ve romatizma gibi hastalıklara iyi geldiği saptanmıştır.Sualtı Milli Parkı
Türkiye'nin ilk ve tek sualtı parkı olan Gökçeada Sualtı Parkı ada ziyaretçilerinin en çok beğendiği yerlerden biridir. Kaleköy ile Kuzulimanı arasında, adanın kuzeydoğusunda bulunan bu alan, denizden 200 metre açıklıkta ve kıyı boyunca 1.6 kilometre kadar uzunluktadır. İçinde sualtı mağara girişleri olan ve Akdeniz Foku gibi çok sayıda deniz canlısının doğal ortamı olan bu alanda, pek çok balık çeşidi de üreme ve yumurtlama dönemini geçirmektedir. Çekirdek ve bunu saran tampon bölge olarak iki bölgeye ayrılan Gökçeada Sualtı Milli Parkı’nda, doğal yaşamı bozmamak için aktivitelere bazı sınırlamalar getirilmiştir. Tampon bölgede yüzme ve balık tutmaya izin verilirken, bunun dışındaki yerlerde avlanmak yasak olup, dalış ise özel izne tabidir.Peynir Kayalıkları
Üst üste dizili peynir kalıplarına benzediği için Peynir Kayalıkları adı verilen bu heykelsi kayalar, adanın en çok ilgi çeken yerlerinden biridir. Kuzu Limanı’nın solunda bulunan Kaşkaval Burnu’nu oluşturan bu kayalıkları sadece denizden tekne ile görebilirsiniz. Hakkında ilginç hikayeler bulunan Peynir Kayalıkları, görenleri hayran bırakan manzarasıyla yalnızca bu adaya özgü bir güzellik olarak öne çıkmaktadır.Kaya Mezarı
Gökçeada’nın güneyinde yer alan iki kaya mezarının da ilginç bir özelliği vardır. Birbirine bitişik olan bu iki kaya mezarı, çevresinde hiçbir yerleşim olmadığı halde orada bulunmaktadır. Hangi dönemden kaldığı ve buraya nasıl geldiği tespit edilemeyen bu kaya mezarları, büyük bir kayaya oyulmuştur.Gökçeada Dalış Merkezi
Gökçeada’da ziyaret edebileceğiniz ve dalış eğitimi alabileceğiniz tek dalış merkezi Kaleköy’de bulunuyor. Doğaseverlerin ve su sporu tutkunlarının buluştuğu Gökçeada Dalış Merkezi’nde dalıcı eğitim kursları verilmektedir. Su altını ilk kez keşfetmek isteyen dalışseverlere dalış da yaptırılan bu merkezde, yüzme bilmeyenler bile dalış yapabilmektedir. Burada sadece 10 dakikalık bir eğitimle beş metreden daha kısa derinliklere dalış yapabilir, sualtında balıkları besleyebilirsiniz.Gökçeada’da nerede ne yenir?
Daha çok ada halkının ihtiyacını gidermek amacıyla açılan lokantaların yer aldığı Gökçeada’da, çoğu aile işletmesi olan restoranlar mevcut. Mutfaklarında ada halkının ürettiği zeytinyağı, kırmızı et, süt ürünleri ve meyve sebze kullanan restoranlar, adanın bozulmamış doğasının sofraya yansımasını gösterir. Ağırlıklı olarak ada etiyle yapılan yemeklerde; buharda oğlak ve tandırda oğlak öne çıkan lezzetlerdir. Gökçeada’da bulunan bazı restoranları sizin için derledik.İmroz Keçi
Zeytinli köy sapağında bulunan bu restoran, adalı bir aile tarafından işletiliyor. Doğanın ortasında sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar uğrayabileceğiniz İmroz Keçi, size yeşillikler ve çiçekler arasında nefis lezzetler sunuyor. Otlu, kekikli, damla sakızlı pişi, kendi fırınlarında pişen tandır ekmeği, kendi yaptıkları reçel, tatlı ve daha pek çok çeşide sahip açık büfe kahvaltı öğleden sonraya kadar devam ediyor. Et ağırlıklı mutfaklarında makarna ve salata seçenekleri de bulunuyor. Geceleri ise çevrenizde dolaşan sincaplar seyrederek içkinizi yudumlayabilirsiniz.Gül Hanım Mantı Salonu
Gökçeada meydanında uzun yıllardır hizmet veren restoranda, sabahtan akşama kadar ev yemekleri, ızgara çeşitleri ve mantı sunulmaktadır. Gül Hanım Mantı Salonu’nda sabah zengin bir kahvaltıyla başladığınız gün, zinde saatler geçirmenizin ilk adımıdır. Özellikle patlıcanlı börek ve Ege’ye özgü kabak çiçeği dolmasında başarılı olan restoran, tüm sebzeleri adada üretim yapan çiftçilerden alıyor.Hayal Bahçesi
Gökçeada merkezinde İş Bankası sokağında bulunan Hayal Bahçesi, beyaz pergolesinin altında kahvaltıdan akşam yemeğine kadar birçok seçenek sunan bir açık hava kafesi olarak hizmet veriyor. Sabahları serpme kahvaltı ile başladığınız günü, öğleden sonra zeytinyağlı yemek çeşitleri, oğlak, mantı, köfte, patlıcanlı börek, sucuk gibi lezzetlerle sürdürebilirsiniz. Hayal Bahçesi’nin bir diğer özelliği ise kendi yaptıkları gelincik şuruplarının oldukça beğenilmesi.İskele Restaurant
Kaleköy Limanı’nda bulunan İskele Restoran, yaz akşamlarının en çok tercih edilen mekanları arasında yer alıyor. Balığınızı dolaptan seçip ızgara yaptırabildiğiniz bu restoranda; ayrıca kuzu tandır, Adana, Urfa, kuzu şiş, köfte ve kanat gibi pek çok seçeneğe sahipsiniz. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar hizmet veren restoranda işkembe, kelle paça, tuzlama gibi çorbalar da sunuluyor.Kalyopi'nin Evi
Dereköy’de bulunan Kalyopi’nin Evi, eski bir Rum evinin restore edilmesiyle açılan bir kafe. Pişi, fırında patates, börek, otlu gibi köy kahvaltısı seçeneklerinin bulunduğu bu kafede sunulan lezzetler, köyde kendi üretimlerinden elde ediliyor. Kahvaltıda yer alan keçi peyniri, reçel, bal, zeytin gibi ürünlerin satışının da yapıldığı mekan, köydeki tek otantik kafe. Karadut ağaçlarının yaygın olduğu köyde, hazırlanan karadut suyu da oldukça ilgi çekiyor.Kardeliz Kır Restoranı
Tepeköy Çınaraltı sapağında yer alan Kardeliz Kır Restoranı, sabahları muhteşem manzaraya karşı kahvaltı isteyenlere hitap ediyor. Restoranı işleten ailenin kendi üretimi olan zeytinyağı, reçel, bal ve çok sayıda yerel ürünün yer aldığı kahvaltıya dibek kahvesi ayrı bir lezzet katıyor. Gün içinde ise mangalda ada etinden kuzu şiş, kuzu pirzola ve köfte yapılıyor.Konya Mevlana
Gökçeada merkezinde Yalı Caddesi üzerinde yer alan Konya Mevlana Sofrası, ada merkezinde Konya'nın ünlü etli ekmeğini yiyebileceğiniz tek mekan olma özelliğini taşıyor. Etin en doğal haliyle yapılan bu lezzette baharat kullanılmıyor. Mekanda ayrıca taş fırından çıkan pide çeşitleri de başarılı bir şekilde yapılıyor. Öte yandan çeşitli ev yemekleri de sunuluyor.Mina Cafe
Zeytinliköy’de bulunan Mina Cafe, gün boyunca bol çeşitli tatlılar, cappuccino, frappe gibi kahveler sunuyor. Pana cota, sakızlı muhallebi, kremalı kadayıf, milföy tatlısı ve tiramisu gibi lezzetlerin de servis edildiği kafede; kendi üretimleri olan karadut suyu, limonata, vişne ve gül likörü ile limoncello da tadılabilir. Gün bitiminde içkili bir bar olarak hizmete devam eden Mina Cafe’de harika bir köy atmosferi sizi bekliyor.Mustafa'nın Kayfesi
Kaleköy Kilisesi Meydanı, Çınaraltı’nda yer alan Mustafa’nın Kayfesi, adanın en meşhur yerleri arasında bulunuyor. Eski Rum köyü Kaleköy'ün meydanındaki ağaçların serinliğinde hizmet veren mekan, sabahları oldukça zengin kahvaltı seçeneklerine sahip. Aile ürünleri olan reçel çeşitleriyle dikkat çeken Mustafa’nın Kayfesi’nde kahvaltı dışında tost, patates, damla sakızlı muhallebi gibi mevcut.Soykan Çiftliği
Tepeköy yakınlarında bulunan Soykan Çiftliği, beş dönümlük arazide bulunuyor. Keçi, tavuk, köpek, kedi, meyve ağaçları ve bostanı bulunan çiftlik aynı zamanda küçük bir kır restoranı olarak hizmet veriyor. Sabahları köy kahvaltısı sunulan çiftlikte, gün içinde sadece taş fırında pişirilen oğlak eti mevcut. Köy kahvaltısında çiftlik yumurtaları, ada peyniri ve ada balı servis ediliyor. Tüm sebzelerin ve meyvelerin kendi üretimi olan çiftliğe rezervasyon ile gidilebiliyor.
Gökçeada Gece Hayatı