TatilCity.NETTatilCity.NET

Göynük Gezi Rehberi

Göynük Gezi Rehberi

Göynük Gezi Rehberi


Göynük Gezi Rehberi

Bolu'ya bağlı bir ilçe olan Göynük, tarihi havası ve mimarisi ile Osmanlı döneminin tüm kültürel ve sosyal izlerini bağrında taşır. Sahip olduğu tüm bu tarihi yapıların ve evlerin korunması amacıyla Kentsel SİT alanı ilan edilen Göynük, Ankara'ya yaklaşık 220 kilometre mesafede yer alıyor. Sünnet Gölü gibi muhteşem bir doğaya ev sahipliği yapan Göynük, göl kenarında uzun doğa yürüyüşleri, konaklama ve günü birlik piknik organizasyonları için sıklıkla tercih edilir. Sevdiklerinizle sessiz, sakin ve huzur dolu bir hafta sonu geçirmek isterseniz Göynük muhteşem bir fırsat olabilir. Burada bölge halkının kendi elleriyle yetiştirdiği yerli ve organik ürünlerin satıldığı halk pazarından kendiniz ve aileniz için küçük bir alış veriş yapabilirsiniz. Bolu’nun bir ilçesi olan Göynük, 2016 yılında yapılan sayıma göre 15.3 bin kişilik nüfusa sahiptir. Osmanlı döneminin kültürel ve mimari özelliklerini taşıyan ilçe, Kentsel SİT alanı ilan edilerek, koruma altına alınmıştır. İlçe, çok eski dönemlere ve 20. yüzyılın başlarına inşa edilen cami, türbe, çeşme, hamam, kule ve tarihi evleriyle, Anadolu’daki Türk kültür ve yaşam tarzının önemli örneklerini günümüze kadar taşımayı başarmıştır. Doğallığını ve mimarisini koruma noktasında gösterdiği özen ile Göynük, birçok araştırmacıya konu olmuş, birçok araştırmanın da temasını oluşturmuştur.
Öte yandan Göynük’ün bilinen ilk adı Koinon Gallicanon’dur. İlçede yerleşim kuran ilk uygarlıklar Türbeylikleri, Bizanslılar, Romalılar, Osmanlılardır. Göynük’te yer alan köylerde birçok yazıt ortaya çıkarıldı. Bölgede, Helenistik döneme kadar Bitinya hükümdarlığı altındaydı. Ardından bölgeye Roma ve Bizanslılar yerleşti. 1292 tarihinde ise Osman Bey Osmanlı topraklarına katılan Göynük, mimarisi ile ender rastlanan bir şekilde korunan Osmanlı kasabalarımızdan biridir. Tarihi 700 yıl öncesine dayanan ve hali hazırda işlevsel mimari yapılarıyla Göynük; tarihi gelenekleri, kıyafetleri, folkloru, yöresel mutfağı ve sosyal ilişkileriyle özgün kültürünü günümüze kadar başarıyla taşımıştır.
Göynük’te gezilecek yerleri sizin için derledik

Göynük’te gezilecek yerleri sizin için derledik


Göynük’te gezilecek yerleri sizin için derledik


Helenistik dönemden Osmanlı dönemine kadar birçok köklü medeniyete ev sahipliği yapan Göynük, arkasında köklü ve güçlü bir tarih biriktirmiştir. Göynük ilçesi, bağrında sakladığı tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile eşsiz bir güzellik olu


Göynük Tarihi Evleri

Tarihi dokusunu hiç kaybetmeyen Göynük ilçesi merkezinde bulunan ve tarihi 19. Yüzyıl Osmanlı dönemine uzanan birçok ahşap ev bulunmaktadır. Göynük ilçesinin dar sokaklarında yer alan bu tarihi evler, ilçeye tarihi bir atmosfer katmaktadır. Günümüzde restore edilen bu tarihi evlerin bazıları konaklama amaçlı otel olarak kullanılıyor. Göynük gezinizde konaklamak için bu tarihi yapılardan birini tercih edebilir ve kendinizi geçmişin kollarında bulabilirsiniz.

Akşemseddin Türbesi

  1. Yüzyılda yaşamış önemli bir alim ve çok yönlü Türk bilim adamı olan Akşemseddin Hazretleri aynı zamanda Osmanlı Padişahı FatihSultan Mehmet’in de lalasıdır. Akşemseddin Türbesi Fatih Sultan Mehmet tarafından lalasına ithafen 1464 yılında yaptırılmıştır. Akşemseddin Türbesi; kefeki taşından altıgen planlı ve kubbeli olarak tasarlanmıştır. Türbede ağaç işçiliğinin en güzel örneklerini görmeniz mümkündür. Türbe; yöre halkı ve bölgeye gelen turistler tarafından her yıl büyük bir ilgi ile ziyaret edilmektedir.

Zafer Kulesi

İlçeye egemen bir tepe üzerinde bulunan Zafer Kulesi, 1922 yılında Kaymakam Hurşit Bey tarafından Sakarya Meydan Muharebesi başarısı anısına inşa ettirilmiştir. Altıgen taş temel üzerine üç katlı olarak tasarlanan kule; ahşap, altıgen gövde yukarıya doğru daralmaktadır. Her katta korkuluklar bulunan Zafer Kulesi, altıgen külahla örtülüdür.

Gazi Süleyman Paşa Camii

Bolu Göynük'te bulunan Gazi Süleyman Paşa Camii, 1331-1335 yılları arasında yapılmıştır. Caminin bulunduğu yerde, Gazi Süleyman Paşa'nın evi de bulunuyordu. Aynı zamanda Gazi Süleyman Paşa'nın adına yapılan ilk cami özelliği taşıyan cami, 1875 yılında bir sel baskınında yıkılmıştır. 1878 yılında ise II. Abdülhamit tarafından tekrar inşa edilen cami, günümüzdeki görüntüsüne kavuşmuştur. Geçirdiği restorasyon çalışması ile orijinalliğinden bir parça uzaklaşan cami yine de Osmanlı mimarisini yansıtmaktadır. Dış mimarisi kadar iç mekanıyla da göz dolduran Gazi Süleyman Paşa Camii, her yıl yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır.

Çubuk Gölü

Göynük-Bolu yolunun 5. Kilometresinden sola dönerek, 6 kilometre daha giderseniz Çubuk Gölü sizi karşılayacaktır. Kayabaşı Tepesi'nden inen heyelanın genişleyen vadiyi tıkaması sonucu meydana gelen 15 hektar büyüklüğündeki Çubuk Gölü, deniz seviyesinden 1150 metre yüksekte yer alır. Kıyısında Gölbaşı Mahallesi bulunan göl etrafında yürüyüş parkuru bulunur. Etrafı güzel çam ormanlarıyla çevrili olan göle, günübirlik piknik ve kamp amaçlı geziler için tercih edebilirsiniz. Çubuk Gölü balık avlamayı veya yürüyüş yapmayı sevenler için ideal bir konumdur.

Gürcüler Konağı Müzesi

200 yıllık Gürcüler Konağı, günümüzde yerli ve yabancı ziyaretçilerine müze olarak hizmet veriyor. Tam bir kültür evi görünümünde ve donanımında olan Gürcüler Konağı Müzesi, Osmanlı zamanına ait kullanılan araç gereçler, döneme ait giyim kuşam, toplumsal yaşam ve yapılan meslekler mankenler aracılığıyla ziyaretçilere anlatılıyor. Gürcüler Konağı Müzesi, Göynük’te mutlaka görmeniz gereken yerler arasında bulunuyor. Ayrıca muhteşem bir manzaraya sahip olan Gürcüler Konağı Müzesi, aileniz ve sevdiklerinizle hoşça vakit geçirirken bilgilenebileceğiniz bir yerdir.

Postacılar Konağı

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın, İstanbul’dan Ankara’ya giderken rahatsızlık geçirince Göynük’te durarak üç gün istirahat ettiği konak olarak bilenen Postacılar Konağı, ilginizi çekebilecek Göynük’ün özel yapılarından biridir.

Göynük Açık Hava Müzesi

Göynük Açık Hava Müzesi, ilçede yapılan kazı çalışmalarında bulunan Frigyalılara ait kalıntıların yol kenarında sergilenmesi ile ortaya çıkmıştır.  Açıkçası yanlarında arabalar kamyonlar park ettiği için pek müze havası olmayan açık hava müzesi, yine de görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.

Ömer Sikkin Hazretleri Türbesi

Aynı Akşemseddin Hoca gibi Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin müritlerinden olan Ömer Sikkin Hazretleri’nin türbesi de merkezden beş dakika yürüme mesafesinde bulunuyor. İyi bir bıçak ustası olduğu için Bıçakçı Ömer Dede de olarak da bilinen Ömer Sikkin Hazretleri Türbesi, Göynük’te gezebileceğiniz yerlerdendir.

Müderrisler Konağı

Cami ve hamam ziyaretimizden sonraki durağımız Müderrisler Konağı’dır. Konaklar açısından oldukça zengin olan Göynük, mimari olarak Mudurnu ve Safranbolu’ya benziyor. Ancak Göynük, daha zengin yapısı ile Mudurnu’ya oranla daha bakımlıdır. Safranbolu’da olduğu gibi burada da konaklar birbirlerinin manzarasını kesmeyecek şekilde tasarlanmıştır. Göynük’te gezebileceğiniz konaklardan biri olan Müderrisler Konağı, 1340’lı yıllarda Gazi Süleyman Paşa’nın yaşadığı ev olarak biliniyor. 2012 yılında restore edilen Müderrisler Konağı, bugün hem restoran hem de otel olarak hizmet veriyor. İçini ücretsiz gezebileceğiniz konakta, dilerseniz yemek yiyebilir veya konaklayabilirsiniz.

Göynük’te nerede ne yenir?

Osmanlı’nın son dönemlerinde saray aşçılarının Bolu’dan çıkmasının tesadüf olmadığını Göynük ziyaretinizde daha iyi anlayacaksınız. Göynük’te akşam yemeğini ilçenin meşhur restoranı Paşazade Göynük Sofrası‘nda yemenizi öneririz. Menüsünde keşli cevizli kaşık sapı mantısı, keşli cevizli erişte, güveçte et, güveçte etli yaprak sarma, pide, salata, fasulye, ciğer, güveçte kaşarlı kanlıca mantarı, tava yoğurdu, oklava baklavası ve tahinli pide gibi yöresel lezzetler bulabileceğiniz mekan, otantik havası ile de sizi hemen sarıp sarmalayacaktır.
Ayrıca Ramazan ayında yolunuz Göynük’e düşerse burada ilginç bir gelenekle karşılaşmanız mümkündür. Her Ramazan ayında Göynük’te bulunan restoranlarda 12 çeşit yemek çıkarmak bir gelenek haline gelmiştir. 20 dakika gibi bir sürede bu yemekler servis ediliyor ve tamamen tüketiliyor. Hazırlanan yemekleri ise şu şekilde sıralayabiliriz; kahvaltılıklar, düğün çorbası, bakır sahanda et ya da tavuk, bamya, etli sarma, su böreği, yoğurtlu kızartma, sütlü tatlı, pilav, komposto, okla böreği (oklavadan çekme baklava), mevsimine göre meyveden oluşuyor. Bu arada bölgede mutlaka ziyaret edilmesi gereken başka bir restoran da Büyük Çınar’dır. Yöreye ait yemekleri tadabileceğiniz mekanda, kendine has tasarımı ve sıcak ortamı ile hem lezzetli yemekleri tadabilir hem de sevdiklerinizle hoş bir akşam geçirebilirsiniz. Göynük’te gerek servis anlayışı gerekse otantik ortamı ile öne çıkan bir diğer mekan ise, Osmanlı Sofrası’dır. Adından da anlaşılacağı üzerine yöresel yemeklerden ziyade daha çok Osmanlı mutfağında öne çıkan yemeklerle oluşturulan menüde hem gözünüz hem de karnınız doyacak. Göynük’ün en eski restoranlarından biri olan mekan, yemekleri ve sunumuyla göz dolduruyor. Bu yönüyle de yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanlarından biri olan Osmanlı Sofrası’na mutlaka uğramanızı tavsiye ediyoruz.
Göynük’te gece hayatı pek gelişmemiştir

Göynük’te gece hayatı pek gelişmemiştir


Göynük’te gece hayatı pek gelişmemiştir

Göynük’te aktif bir gece hayatı yoktur. Eğlence hayatı daha çok var ve kafelerde geçmektedir. Yörede bulunan oteller bulunan barlarda akan gece hayatı, ziyaretçiler açısından daha tatmin edicidir. Buranın, şehir hayatından kaçıp kafa dinlemek isteyenlerin tercih ettiği bir yer olması nedeniyle gece hayatı pek gelişmemiştir. Ancak keyifli bir akşam geçirmek isteyenler için merkezde farklı konseptlerde hizmet veren mekanlar bulmak mümkündür. Akşamları canlı müzik performansı ile konuklarına keyifli saatler yaşatan mekanlarda alkollü veya alkolsüz içeceğinizi alıp şömine başında arkadaşlarınızla sohbet etme fırsatı yakalayabilirsiniz.