
Hasankeyf
Hasankeyf Gezi Rehberi
Batman’ın 10 bin yılı aşkın tarihe sahip ilçesi Hasankeyf, il merkezine yaklaşık 35 kilometre mesafede yer almaktadır. Kimi kayıtlara göre tarihi 15 bine yaklaşan Hasankeyf, Dicle Nehri’nin kenarında kurulduğu için ticaret bakımından da tarih boyunca önemli bir yere sahip olmuştur. İlçede yer alan höyükte yapılan araştırmalarla, Milattan Önceye ait çok sayıda tarihi yapı gün yüzüne çıkarılmıştır. Birbirinden farklı 20 kültürün izlerini bugüne taşıyan Hasankeyf, UNESCO’nun dünya mirası kriterlerinin 10’undan 9’unu karşılayan bir yer olarak da kayıtlara geçmiştir.Deniz seviyesinden 520 metre yükseklikte olan ilçe, tarım alanlarının az olmasından dolayı tarımsal açıdan pek gelişmemiş olup, ekonomisi ağırlıklı olarak çardaklar ve balıkçılık üzerinden şekillenmiştir. 1981’de doğal koruma alanı ilan edilen Hasankeyf’te 4 bini aşkın mağara yer almaktadır. Bu yönüyle dünya genelinde benzeri bulunmayan bir ilçe olan Hasankeyf’te, 1970’li yıllara kadar mağaralar insanların yaşadığı yerlerdi.

Hasankeyf Gezilecek Yerler
Her yeri tarih kokan Hasankeyf’te gezilecek yerler…
Hasankeyf Mağaraları
Binlerce mağaranın yer aldığı Hasankeyf’te ilk ziyaret edilmesi gereken yerler olarak genellikle mağaralar tercih ediliyor. Kalkerli arazisi nedeniyle pek çok mağaranın oluştuğu bölgede, bundan 40 yıl önceye kadar mağaralar insanlar tarafından ev olarak da kullanılıyordu. Kimi doğal, kimi ise insan eliyle yapılan Hasankeyf mağaralarını görmenizi mutlaka öneririz.Hasankeyf Kalesi
İlçenin önemli yapılarından biri de nehir kenarında yapılmış olan Hasankeyf Kalesi’dir. Nehirden 200 metre kadar yüksekte bulunan kalenin Roma döneminden kalma olduğu tahmin ediliyor. Sasanilerden korunmak amacıyla Romalılar tarafından inşa edilen kale, Romalıların ardından pek çok medeniyetin de hizmetinde olmuştur. Savaşlar döneminde oldukça önemli bir işlev gören kale, çok sayıda zaferin kazanılmasında da en önemli görevlerden birini üstlenmiştir.Küçük Kale (Darphane)
Vatandaşların Küçük Kale adını verdiği bu kale bir dönem darphane olarak kullanılmıştır. Kalede Artuklular ve Eyyübiler döneminde para basılmıştır. Bugün halen Mardin Müzesi’nde görülebilen bu paraların örnekleri turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Asıl kalenin karşısındaki uçurumun üzerinde konumlanmış olan Küçük Kale, Moğollar tarafından tahrip edilmiş, ancak Eyyübiler kaleyi onararak mesken olarak da kullanmıştır. Kalenin darphane bölümüne önceleri merdivenle çıkılmaktaydı, ancak merdiveni taşıyan kaya kütlesinin çökmesi nedeniyle bugün darphaneye çıkılamıyor. Kalede yapılan araştırmalarda, mesken olarak kullanılmış olan evler, su kanalları, havuz, sarnıçlar ve farklı gayelerle kullanılan mağaralar tespit edilmiştir. Burç kalıntılarının kısmen varlığını sürdürdüğü Küçük Kale, define avcıları tarafından da tahrip edilmiştir.Artuklu Köprüsü
Kitabesi olmadığı için kesin yapılış tarihi bilinmeyen köprünün Artuklular döneminden kalma olduğu tahmin ediliyor. Eski bir Bizans köprüsü üzerine inşa edilen köprünün yapılış tarihinin ise 12’nci yüzyıl başları olduğuna dair belirtiler mevcuttur. Artuklular döneminde inşa edilen Artuklu Köprüsü, 14’ncü yüzyıl başlarında bir süre kullanılmamış, ancak ardından Artuklu hükümdarı Al-Adil Gazi tarafından onarılarak tekrar hizmete açılmıştır. Daha sonra ise 15’nci yüzyılda Akkoyunlular köprüyü yeniden restore etmiştir. Kemer açıklığı bakımından Ortaçağ’da inşa edilen en büyük köprülerden olduğu belirtilmektedir. Orta kısımda yer alan büyük kemerin taşıyıcısı durumundaki iki orta ayağın arası 40 metre kadardır. Bugün birkaç ayak haricinde köprüden kalan pek bir şey yoktur.İmam Abdullah Türbesi
Hasankeyf Köprüsü’ne girişte soldaki tepe üzerinde yer alan türbe, Hasankeyf kuşatması sırasında savaşıp hayatını kaybeden İmam Abdullah’a aittir. Hz. Muhammed’in amcaoğlu olan Caferi Tayyar’ın oğlu İmam Abdullah, yörede oldukça saygın bir kişilikti. İnanç turizmi açısından bölgedeki önemli yapılardan biri olan türbe, özellikle yöre halkı tarafından ziyaret edilmektedir.Zeynel Bey Türbesi
Hasankeyf ilçe merkezinden görülebilen bu türbe Akkoyunlu döneminden bugüne gelmiştir. 1462 ile 1482 arasında Hasankeyf’te hüküm süren Akkoyunlulardan geriye kalan önemli eserlerden birisi, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e ait bu türbedir. Yapının giriş kapısı üzerindeki yer alan kitabede türbenin Zeynel Bey’e ait olduğu belirtilmektedir. Dıştan silindirik, içten ise sekizgen şeklinde bir yapısı bulunan türbenin benzeri İran’ın Tebriz kentindeki mavi camide vardır. Silindirik gövdesinin üzerinde yer alan dört kuşaktan birincisinde “Allah”, ikinci ve üçüncüsünün baş kısmında “Ahmet” devamında “Muhammed”, dördüncüsünde ise “Ali” isimleri yazılmıştır.Küçük Saray
Hasankeyf Kalesi’nin kuzeydoğu kısmında yer alan Küçük Saray, Rızkiye minaresine tepeden bakan bir konumda bulunmaktadır. Aşağıdan yukarıya saraya uygun bir şekilde yontulan kayalar üzerinde konumlanmış olan saray, büyük bir kule görüntüsü vermektedir. Sarayın 1328’de Eyyübiler döneminde inşa edildiği belirtilmektedir. Küçük Saray’ın kuzey yönündeki cephesinde bulunan pencerenin üstünde iki tane aslan kabartması ve bu kabartmaların ortasında kufi levhalar yer almaktadır. Sarayın duvarlarının çok güzel bir şekilde süslendiği ve altın harflerle yazılar yazıldığı tarihi kayıtlarda mevcut, fakat bunlar günümüze kadar varlığını sürdürememiştir.Büyük Saray
Küçük Saray’ın karşısında, Hasankeyf Kalesi’nin kuzeyinde konumlanmış olan Büyük Saray, Ulu Camii’nin de hemen altında bulunmaktadır. Günümüzde büyük oranda yıkılmış vaziyette olan sarayın kuzey cephesi yuvarlak payandalarla desteklenmiştir. Gizli bir kapıdan harem bölümüne çıkılan özel odaların bulunduğu tahmin edilen sarayın iki katı günümüzde mevcuttur. Yapılması planlanan arkeolojik kazılarla üçüncü katın da gün ışığına çıkarılacağı ifade edilmektedir. Büyük Saray’ın en dikkat çeken yanı; giriş kapısının karşısında, binadan bağımsız bir kuleye sahip olmasıdır. Bu kule kesme taşlardan inşa edilmiştir.Er Rızık Camii
Dicle Irmağı’nın doğusunda, köprü ayağının yakınında yer alan Er Rızık Camii, kitabesinde yazılana göre, Eyyübi Sultanı Süleyman tarafından 409 tarihinde inşa edilmiştir. Caminin sadece minaresi günümüze kadar sağlam olarak varlığını sürdürebilmiştir. Cami minaresinin üzerinde Arapça Kufi yazılardan oluşan muhteşem güzellikte süsler yer almaktadır. Minare, çift merdivenlidir. Caminin görenleri hayran bırakan bir avlusu vardır. Avlunun güneyinde duvar kalıntısı dikkat çekerken, burasının caminin ibadet mekanına giriş kapısına da sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Hasankeyf’te Eyyubiler zamanında yapılan Süleyman Camii, Koç Camii, Kızlar Camii, Küçük Camii ve Akkoyunlular döneminde inşa edilen Ulu Camii de görülmesi gereken tarihi yapılar arasındadır.Hasankeyf’te nerede ne yenir?
Dicle’den çıkan balığın ve et yemeklerinin ünlü olduğu Hasankeyf’te yaz aylarında nehri kıyılarındaki lokantalarda nefis yemekler yapılmaktadır. Bir yandan ayaklarınızı nehrin sularında dinlendirirken, diğer yandan da ızgara balık ve et yemeklerini tadabilirsiniz. Bölgede öne çıkan lokantalardan birisi Yol Geçen Hanı’dır. Hasankeyf Kalesi’nin altında yer alan Yol Geçen Hanı, ismini doğal bir mağaradan almıştır. Bunun yanı sıra Kuyumcular Çarşısı yakınında bulunan Gelüşke Hanı’nda da kebap çeşitlerini sunan bir restoran mevcuttur.
Hasankeyf Gece Hayatı