Stockholm'da gezilecek yerler
Stockholm’da gezilecek yerler
İsveççede eski şehir anlamına gelen Gamla Stan, Orta Çağ’ın özelliklerini bugünlere taşıyan önemli bir merkezdir. Stockholm’de gezilmesi gereken yerlerin başında gelen Gamla Stan, uzun ve dar sokaklarıyla tarihi yapısını büyük oranda korumaktadır. Kente Riksgatan caddesi üzerinden bir köprü ile bağlanan Gamla Stan, 13’üncü yüzyılın mimari yapısını günümüze kadar getirmiştir. Parlamento binası, Kraliyet Sarayı, Stockholm Katedrali, Nobel Müzesi ve Riddarholm Kilisesi bu bölgede bulunmaktadır. Çevresinde çok sayıda tarihi bina bulunan bölgenin ana meydanı Stortorget, gezilebilecek en güzel yerlerden biridir. 1722’den bu yana hizmet veren, dünyanın en eski restoranı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdıran Den Gyldene Freden (Altın Barış) isimli restoran da burada bulunmaktadır.
Södra Stadshuset bölgesinde bulunan Stockholm Şehir Müzesi, turistlerin en çok ilgi duyduğu yerlerin başındadır. Gerçek ismi Stadsmuseet olan müzede, 16’ıncı yüzyıldan beri kentte varlığını sürdüren kültürlere ait eserler sergilenmektedir. Müzede; kentin, ticaretle ayakta duran küçük bir kasabadan bugünlere nasıl geldiği gözler önüne serilmektedir. Tek bir yapıdan meydana gelmeyen, kentin farklı bölgelerinde yer alan dört apartmandan oluşan müze, kent tarihiyle ilgili önemli bilgiler vermektedir. Müzeyi oluşturan dört apartmanın isimleri ise The Ornamental Stucco Master’s Apartment, The Blockmaker’s House, Stickelbärsvägen ve Dwelling in Tensta at Kämpingebacken şeklindedir. Müzede toplam 300 binin üzerinde obje sergilenmektedir.
İsveç hükümdarının resmi ikametgahı olan Kraliyet Sarayı, Stockholm Sarayı olarak da bilinmektedir. Gamla Stan’a yakın bir alanda bulunan sarayın güney cephesi Slottsbacken'e, doğu cephesi ise Skeppsbron'a sınırdır. Sarayın bulunduğu alandaki ilk yapı Mälaren Gölü'nü korumak için 13’üncü yüzyılda Birger Jarl tarafından inşa edilmiştir. Bir kale olan bu yapı, zamanla adını Üç Taç adlı saraya dönüştürmüştür. 16’ıncı yüzyılın sonlarında, Kral III. Johan hükümdarlığı altında, eski kalenin Rönesans tarzındaki bir saraya dönüştürülmesi için çok sayıda çalışma yapılmıştır. Zaman içinde birkaç kez yeniden inşa edilen ve yenileme çalışmaları 18’inci yüzyıla kadar devam eden sarayın, 660 tanesi pencereli olmak üzere 1430 tane odası mevcuttur.
Gamla Stan’da bulunan Büyük Meydan (Stortorget), şehrin en eski meydanıdır. Çok sayıda tarihi olaya sahne olan meydanda, pek çok idam gerçekleştirilmiştir. Stockholm Kan Banyosu veya Stockholm Katliamı şeklinde bilinen olaylar da burada cereyan etmiştir. Bu katliam, hükümdarlığı 1513 ile 1523 arasında olan Danimarka Kralı 2. Christian'ın emriyle İsveçli soylulara karşı 8-9 Kasım 1520’de gerçekleştirilmiştir. Kanlı geçmişine rağmen meydanda, günümüzde kafeler, tarihi binalar ve Noel döneminde kurulan büyük Noel pazarı vardır. Ayrıca Nobel Müzesi ve Nobel Kütüphanesi’nin bulunduğu Eski Borsa Binası, Stockholm Katedrali ve Kraliyet Sarayı da buradadır.
Nobel ödüllerinin merkezi olan Stockholm’de bulunan Nobel Müzesi, Glam Stan’daki en eski meydan olan Stortorget’te yer almaktadır. Nobel ödüllerinin 100’üncü kez verildiği 2001’de hizmete açılan müze, içerisinde bulunduğu bina ile özel bir öneme sahiptir. Müze, Orta Çağ’dan itibaren yüzyıllar boyunca ticaret merkezi olan Stortorget’teki Eski Borsa Binası’nda bulunmaktadır. Mimarisi Fransız klasisizmi ve rokoko etkilerini taşıyan bina, geniş bir salona sahiptir. Müzede, 1901’den beri verilen Nobel ödülleri ile ilgili bilgiler, ödül alanlar hakkında bilgiler ve Nobel ödüllerinin yaratıcısı Alfred Nobel hakkında çok sayıda belge ve eşya sergilenmektedir.
Türkçeye “Demir Meydan” olarak çevrilebilen Järntorget, 13’üncü yüzyıl mimarisinin yaşatıldığı bölgedeki önemli noktalardan biridir. Havaların güzel olduğu zamanlarda, sosyal hayatın ve tarihi yapıların keyfini çıkarabileceğiniz bu meydan, Gamla Stan’ın önemli caddeleri Västerlånggatan ve Österlånggatan’ın birleşim noktasını oluşturmaktadır. Stortorget Meydanı’nın ardından kentteki en eski ikinci meydan olan Demir Meydan’ın tarihi 1300 yıllarına kadar uzanmaktadır. Yüzyıllar boyunca kentteki en önemli ticaret merkezi konumunda bulunan meydan, kentte gezilmesi gereken önemli noktalar arasındadır.
Türkçede Büyük Kilise anlamına gelen Storkyrkan, Gamla Stan’da bulunan en eski kilisedir. Kayıtlarda adı St. Nicholas Kilisesi olarak da geçen kilise, halk arasında ise Stockholm Katedrali diye adlandırılmaktadır. Gotik mimarisinin önemli örneklerinden biri olan kilise, Kraliyet Sarayı’nın yanında bulunmaktadır. İsmi resmi kaynaklarda ilk olarak 1279’da geçen kilisenin, kentin kurucusu olan Birger Jarl tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Yaklaşık 400 yıl boyunca kentteki tek papaz kilisesi olan Büyük Kilise, ahşaptan yapılmış olan Saint George ve Ejderha adlı heykele ev sahipliği yapmaktadır.
Kentte hayatını sürdürenlerin günlük yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla yapılan Katarina Asansörü, bugün Stockholm’ün muhteşem manzarasını izlemek için en uygun noktadır. 19 Mart 1883 tarihinde hizmete giren asansör, ilk zamanlarda günlük ortalama bin 500 kişinin ulaşımını sağlıyordu. Açıldığı zamanlarda yukarı çıkmak beş, aşağı inmek ise üç öreydi. Bugün kullanılan asansör ise 1936’da yeniden inşa edilmiştir.
St. Gertrude Kilisesi olarak da bilinen Alman Kilisesi, kentin eski şehir kısmı olan Gamla Stan’da bulunan önemli yapılardandır. Tyska Brinken, Kindstugatan, Svartmangatan ile Prästgatan sokakları arasında yer alan kilise, Orta Çağ’da Almanların hakim olduğu yerleşimin merkezinde bulunduğu için bu ismi almıştır. Yapımı 14’üncü yüzyıla dayanan kilisenin içinde, değerli altın işlemeler ile duvarlarında Hz. İsa’nın hayatından kesitlerin bulunduğu resimler mevcuttur.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Skogskyrkogarden Mezarlığı, oldukça eski bir tarihe sahiptir. Kötü durumdayken, 1917’de iki genç mimar tarafından uygulanan peyzaj ve tasarım, mezarlığın tarihi önemini ortaya çıkarmıştır. Mimarların uyguladığı çevre düzenlemesinin Avrupa’da ilgi çekmesi ve bölgenin UNESCO listesine alınması ile mezarlığın turistik değeri de artmıştır.
Stockholm’de gezilmesi gereken yerlerden olan Vasa Müzesi, 17’nci yüzyılda yapılan ilk savaş gemisini bünyesinde barındırmaktadır. Bu geminin ilginç bir hikayesi vardır. İnşa süreci yaklaşık 2 yıl süren gemi, denize indirildikten hemen sonra 2 mil açıkta batarak balçığa saplanmıştır. Uzun yıllar sonra, 1961 yılında su yüzeyine çıkarılan gemi, dikkatli bir çalışmayla müzeye yerleştirilmiştir. Parçalarının yüzde 95’i orijinal olan gemi, bugün halen görülebilmektedir.
Kent merkezine yakın bir konumda bulunan ve yeşil alanları ile öne çıkan Djurgarden Adası, tarihte kraliyet ailesinin av sahası olarak kullanılmıştır. Bugün halka açık dinlenme alanı olan ada, bir şehir parkı olarak hizmet vermektedir. Fazla yapılaşmanın bulunmadığı adanın bir bölümünde Vasa, ABBA gibi önemli müzeler yer alırken, diğer bölümünde ise Gröna Lund gibi eğlence yerleri mevcuttur.
Stockholm’de nerede ne yenir?
Ağırlıklı olarak balığa dayanan bir mutfak kültürüne sahip olan İsveç, Avrupa mutfağının özelliklerini de büyük oranda taşımaktadır. Önceleri soğuk iklime karşı dayanıklı olabilmek için oldukça fazla yağ tüketen İsveçliler, bugün halen bu kültürün etkisindedir. Balığın yanı sıra tavuk etinin de bolca tüketildiği ülkede, az ve pahalı olduğu için sığır eti fazla tercih edilmemektedir. Balığı haşlama ve kızartma olarak tüketen İsveçliler, salamura ve turşu yaparak hazırladıkları balıkları ise uzun vadeli olarak değerlendirirler.
Ekmeğin özellikle sabah kahvaltısında tüketildiği İsveç'te, öğle ve akşam öğünlerinde ekmek yerine daha çok patates tercih edilir. Öğlen öğünlerinde sıcak yemekleri tüketen İsveçliler; et, balık ve sebzeye ağırlık verirler. İsveç mutfağının lezzetlerini bulabileceğiniz çok sayıda restoranın yer aldığı Stockholm’de, öne çıkan lokantalar; Hermans Vegetariska, Koh Phagan, Smak på Restaurangen, Grand Veranda, Solliden ve Lisa Elmqvist gibi mekanlardır. 
5% İndirim