Uşak Gezi Rehberi

---

Uşak’ta doğa sporları gelişiyor...

Uşak, doğa sporları için geniş imkanlar sunar. Ulubey ilçesinde yer alan 75 kilometrelik kanyonlarda; atlı yürüyüş ve köy turizmi projelendirme çalışmaları sürüyor. Proje tamamlandığında ildeki atlı ihtisas kulüplerinden at temin edilerek doğanın eşsiz manzarasının keyfi çıkarılabilecek.

---

Öte yandan Murat Dağı’nda bisiklet turlarına uygun doğal yollar mevcuttur. Ayrıca bölgede gelişmiş olan cirit, bir ata sporu olarak ilgi görmeye devam ediyor. Uşak’ta her yıl nisan ayında Türkiye genelinde cirit müsabakaları organize edilmektedir. Avcılık Kulübü bulunan Uşak’ta ayrıca av turizmi de mümkündür. Yaban domuzu, keklik, göde, tavşan ve tilki avları yapılabilmektedir. Bu arada Uşak Belediyesi tarafından her yıl Aşağıkaracahisar köyünde düzenlenen Yayla Şenlikleri yoğun ilgiyle karşılanmaktadır.

---

6 bin yıl boyunca medeniyetlere ev sahipliği yaptı

Antik çağlarda "Temenothyrea" ismine sahip olan Uşak, Milattan Önce 4000'li yıllardan beri insan yerleşimine sahne olmuştur. İlk başlarda Frigya, ardından Lidya hakimiyeti ve Milattan Önce 330 yılında Büyük İskender'in kontrolüne girmiştir. Uşak ve çevresi Milattan Önce 189 yılında Roma İmparatorluğu’na, Milattan Sonra 395 yılında imparatorluğun ikiye bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girmiştir. 1071 yılından sora Selçuklullar ile Bizans arasında el değiştiren bölge, 1176'dan sonra Selçuklu kontrolüne geçmiştir.

---

Selçuklu devletinin yıkılmasının ardından, beylikler döneminde Germiyanoğulları egemenliğine giren Uşak, 1429’da Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil edilmiştir. İstiklal savaşında önemli bir yere sahip olan Uşak’ta, Yunan orduları komutanı esir alınmıştır. 2 Eylül 1922’de Atatürk ve İnönü şehre gelerek karargah kurmuşlar ve Uşak, düşman işgalinden kesin olarak kurtulmuştur. Kütahya ilinin bir ilçesi olan Uşak, 15 Temmuz 1953 yılında çıkarılan kanunla il statüsü almıştır.

---

Uşak’ta derin bir tarih yatıyor

Uşak Arkeoloji Müzesi

Önceleri Arkeoloji ve Etnografya Müzesi şeklinde düzenlenen bina, 1 Eylül 1978’de Atatürk ve Etnografya Müzesi’nin açılmasıyla birlikte Arkeoloji ve İdari Merkez binası olarak hizmet verdi. Müze, 1996’nın başlarında Karun Hazineleri’nin gelmesinin ardından yeniden düzenlendi. Kalkolitik dönemden Bizans’ın son zamanlarına dek farklı dönemleri yansıtan taş eserler, pişmiş topraktan eşyalar, cam eserler, altın ve gümüşten üretilen ziynet eşyaları, bronz, altın sikkeler ve Karun Hazineleri’nin sergilendiği müzede, bir kısmı Roma zamanından kalma mermer heykeller, Eski Tunç, Grek, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan çömlek, kase ve tabaklar ile cam koku kapları ve gözyaşı şişeleri de mevcuttur.

---

Atatürk ve Etnografya Müzesi

Osmanlı yapısı olan bina, 1 Eylül 1978’de müze olarak hizmete girmiştir. İstiklal Savaşı’nın ardından Yunan Kuvvetleri Başkomutanı General Trikopis’in esir alınıp Atatürk’ün huzuruna çıkarıldığı yer olan iki katlı bu binanın giriş katında; yöresel, etnografik malzemeler, tarihi Uşak halıları ve Eşme kilimleri, eski silahlar, giysiler ve diğer eserler yer almaktadır. Ahşap binanın üst katı ise tamamen Atatürk Müzesi olarak hizmet vermektedir. O zamandan kalan aynalar, sehpalar, koltuklar, Atatürk'e ait yatak odası ve Atatürk'e ait giysiler bu katta sergilenmektedir.

---

Sebaste (Selçikler)

Uşak’ın Sivaslı ilçe merkezinin 2 kilometre yakınında bulunan Sebaste şehri, Roma imparatoru Augustus tarafından Milattan Önce 20 yılında Sebaste ismiyle inşa edilmiştir. Roma dönemindeki 12 önemli şehirden biri olan Sebaste, Milattan Sonra 9’uncu yüzyılda bölgede bulunan şehirlerin piskoposluk merkezi halini almıştır. Şaşaalı zamanını Bizans döneminde yaşayan şehirde biri büyük ve diğeri küçük iki adet kilise vardır.

---

Blaundus (Sülümenli)

Ulubey’in Sülümenli köyü sınırları dahilinde bulunan kent, Uşak kent merkezine 40 kilometre mesafededir. Blaundus, Büyük İskender’in Anadolu seferinin ardından Makedonya’dan gelenlerce inşa edilmiştir. Roma zamanında önemi artan bir sınır kenti konumundaki şehir, derin vadilerle çevrilmiş bir yarımada üzerinde yer almaktadır. Blaundus kentinin en önemli yapıları kale, tapınaklar, stadyum, kaya mezarları ve tiyatrodur.

---

Mesotimolos (Düzköy)

Düzköy’ün 300 metre kadar yakınındaki tümülüs çevresinde bulunan bu yerde kaya mezarları vardır. Buradaki vadinin etrafındaki kayalıklarda sade görünümlü tek odalı, sekili, bazılarının kapıları dikdörtgen biçiminde olan ve kemer kapılı kaya mezarlığı bulunur. Yapılan araştırmalarda bu mezarların Lidya döneminden kalma olduğuna dair veriler elde edilmiştir.

---

Akmonia (Ahatköy)

İl merkezine 40, Banaz ilçesine de 8 kilometre mesafede bulunan antik Akmonia kenti, güneyde üç yanı dere ile çevrilmiş, yüksek ve bölgeye hakim bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Kral Yolu üzerinde bulunan şehir; Frigya, Lidya, Hellen, Roma ve Bizans dönemlerinde oldukça gelişmiştir. Söz konusu dönemlerde, il içindeki en büyük yerleşim yerlerinden birisi olduğu ortaya çıkmıştır. Tepeyi kuşatan kale surlarının çok az bir bölümü bugüne kadar varlığını sürdürebilmiştir.

---

Kentin tiyatrosu, tepenin güney tarafındaki surların yanında yer alıp, bugünkü durumu harabe şeklindedir. Akmonia kentini 1832’de inceleyen Charles Texier, tiyatronun sahne ön duvarlarının varlığını sürdürdüğünü söylemiştir. Kentin kuzeydoğusundaki bölgede yer alan odaların mezar odaları olarak kullanıldığı belirtiliyor. Kentin ortasında; tiyatro, darphane ve sağlık ocağı olduğu tahmin edilen, büyükçe blok taşlardan yapılmış olan ve bugün itibarıyla sadece temel kalıntıları varlığını sürdüren bir yapı mevcuttur. Bu şehirden çıkarılan eserler Afyon ve Uşak müzelerinde ziyarete açıktır.

---

Kremon Agora (Susuzköy)

Banaz ilçe sınırlarında bulunan ve ilçe merkezine göre güneybatıda yer alan Kremon Agora kenti, antik Akmonia kentine yakınlığı ve meşhur Kral Yolu üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir şehirdir. Buranın yanı sıra Uşak’ta ziyaret edilebilecek yerler arasında Flaviopolis (Aktaş Köyü), Hieroxharax (Oturak Köyü), Dioklea (Ayvacık Köyü), Bagis (Güre) de bulunmaktadır.

---

Tarihi köprüler

Uşakta ziyaret edilebilecek önemli tarihi köprüler bulunur. Karahallı ilçesinde bulunan Banaz Çayı üzerindeki Clandıras Köprüsü, Lidyalılarca Kral Yolu üzerinde inşa ettirilmiştir. Köprünün kemer uzunluğu 24, derinliği 17, eni ise yaklaşık 2 metredir. İl merkezi ile Karahallı ilçesi arasındaki yol üzerinde olan Hacı Gedik Köprüsü, Hacı Mustafa Efendi’nin eseri olarak bilinir. Ayrıca Osmanlı döneminden kalan üç gözlü bir köprü olan Çataltepe Köprüsü’nün kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Eski kervan yolunda Gediz Irmağı üzerinde bulunan köprü bugün halen kullanılmaktadır. Yine Gediz Irmağı üzerinde bulunan Beylerhan Köprüsü’nün ise Germiyan Beyliği ya da Osmanlılar tarafından yapıldığı tahmin ediliyor. Öte yandan 1225’te Sipahsalar Secuuttin isimli kişi tarafından yaptırılan Selçuklu mimarisi tarzı Çanlı Köprü’nün kitabesi mevcuttur.

---

Paşa Hanı ve Bedesten

Uşak’ın mimari güzelliğini yansıtan bu güzel yapıyı, Tiritoğlu Mehmet Paşa Fransız bir mimara 1898’de inşa ettirmiştir. İki katlı taş bir yapı olan Paşa Hanı’nın alt katında içli dışlı dükkanlar, üst katında ise 30 civarında dükkan bulunur. Paşa Hanı bugün itibarıyla Turizm Bakanlığı belgeli bir otel olarak hizmet sunmaktadır. Ayrıca İtalyan bir mimarın 1901’de yaptığı Bedesten de Uşak’ın önemli tarihi yapılarındandır. Taş kullanılarak iki katlı inşa edilen bina, 1980’den sonra restorasyondan geçirilmiş ve Sarraflar Çarşısı olarak düzenlenmiştir.

---

Ulu Camii

Hangi tarihte yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. Orta kapısının sağ üst kısımında bulunan ve camiye değil de Kocasu adıyla bilinen çeşmeye ait olduğu saptanan kitabe, caminin yapımı hakkında da bazı bilgiler sunmaktadır. Bu kitabeye göre, binanın yapı tarzının Germiyan Beyliği dönemi özelliklerine sahip olduğu anlaşılmıştır.

---

Burma Camii

Burma Camii’nin yapım tarihi de tam olarak tespit edilememiştir. Ancak Evliya Çelebi’nin cami konusunda yazmış olduğu kitabenin tarihine göre, Ulu Camii’den 158 yıl sonra, 978 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir.

---

Uşak mutfağından sizin için seçtiklerimiz…

Oldukça zengin olan Uşak mutfağı, Anadolu’nun en güzel lezzetlerini barındırmasına rağmen pek meşhur olamamıştır. İç Ege'nin zengin bitki örtüsünün ürünü olan çeşitli otlar, sebzeler, tahıllar ve et yemeklerini kapsayan Uşak mutfağı, hamur konusunda da epey gelişmiştir. Uşak mutfağından bazı lezzetleri sizin için derledik.

---

Tarhana çorbası

Kırmızı biber, yoğurt, yeşil biber, süt, un, nane, domates, soğan ve haşlanmış fasulye ya da nohut kullanılarak hamuru hazırlanan Uşak usulü tarhana, 20 gün civarında toprak çömlekte veya genişçe bir kapta bekletilir. Her gün ıslak bir elle hamuru karıştırılır ve mayalanması sağlanır. Ardından kurutulmuş olan hamur, elle ovalanıp elekten geçirilir ve tekrar kurutulur. Uşak usulü tarhana çorbası bu yoğun emeğin ardından nefis bir lezzet olarak sofralarda yerini alır.

---

Keşkek

Türkiye’nin birçok bölgesinde yapılan keşkek, Uşak'ta özel bir hal alıyor. Daha çok özel günlerde misafirlere sunulan keşkek; dövülmüş buğday, et veya tavuk suyu ile yapılır ve tereyağı kullanılarak lezzeti daha da artar. Hazırlanan sos ile tadına doyum olmaz.

---

Katmer

Hamur yemeklerinin yaygın olduğu Uşak’ta katmer ayrı bir yere sahiptir. Titizlikle hazırlanan hamurun; tahin, susam veya haşhaşla birlikte müthiş bir lezzete dönüşmesiyle Uşak katmeri ortaya çıkar. Sac üzerinde yapıldığında lezzetine lezzet katılmış olur.

---

Döndürme böreği

Ispanak ve peynirle yapılan döndürme böreğini yapmak, büyük emek ister. Hamur aşamasından sofraya sunulana kadar ince ince hazırlanan börek, özellikle kahvaltılarda tercih edilir. Mutlaka tadına bakılması gereken bir lezzettir.

---

Çömlek kebabı

Koyun veya erkek keçi etinden yapılan bu kebap, Uşak’ta oldukça yaygındır. Parçalanmış et, özel olarak yapılmış çömleklerde yerini alır ve üzerine domates, biber, taze soğan, su ve salça eklenir. Çömleğin kapağı kapatıldıktan sonra mangal ateşinin ortasına gömülür ve pişmesi 3-4 saat sadar sürer.

---

Alacatene

Yeşil mercimek, kavrulmuş soğan ve biber salçasına eklenir. Bir süre kavrulur, ardından bulgur ve su eklenir. İçerisine pul biber eklenerek, acı isteyenler için de kıvama getirilir. Yemeğin suyu isteğe göre ayarlanabilir.

---

Uşak tarzı muska böreği

Çoğunlukla peynirli olanı bilinir, ancak Uşak’ta içine ıspanak girer. Muska biçiminde hazırlanan hamurun içerisine soğan ve pul biberden yapılan harç konulur. Tavada veya fırında pişirilerek servis edilir.

---

Cendere tatlısı

Bu tatlının yapımında baklavalık un kullanılır. Elde edilen hamur açılarak, içine ceviz konulur. Daha sonra rulo şekline getirilerek, kıvrımlarını oluşturmak amacıyla iki ucundan büzülür. Son şekline kavuşan bu lezzetli tatlı, fırında kızartılmasının ardından şerbeti de eklenir.

---

Uşak’ta yaz ayları festivallerle hareketlenir

Uşak, her yıl düzenlenen festivallerle özellikle yaz aylarını oldukça hareketli geçirir. Bu festivallerin en önemlilerinden olan Eşme Kilim, Kültür ve Sanat Festivali her yıl mayıs ayının dördüncü haftasında yapılır. Ayrıca mayıs ayının dördüncü veya haziran ayının birinci haftası yapılan Sivaslı Kültür ve Sanat Festivali, yine haziran ayının ilk haftasında yapılan Geleneksel Yayla Şenlikleri, Banaz’da haziran ayı sonunda yapılan Kiraz, Kültür, Sanat ve Ticaret Fuarı, ağostos sonu ile eylül başında yapılan Kurtuluş Haftası etkinlikleri, Karahallı ilçesinde her yıl eylül başlarında yapılan Clandras Dokuma ve Kültür Festivali de ilde önemli etkinlikler arasındadır.

---

Uşak’ta gece hayatının yaşandığı mekanlar...

Uşak’ta gece hayatı daha çok kafe ve barlarla sınırlıdır. Az sayıda da olsa disko ve gece kulübünün de bulunduğu kentte, bu mekanlar sabah saatlerine kadar hizmet verir. Bunların önde gelenlerinden birisi Paşa Bar’dır. Dülgeroğlu Oteli içinde hizmet veren Paşa Bar, sosyal hayatın canlı olduğu mekanlardan biridir.

---

Ayrıca İsmet Paşa Caddesi’nde bulunan 1A Pub ve yine aynı cadde üzerinde bulunan White House, Gümüş Sokak’ta bulunan Pırlanta Bar ve Kenan Evren Bulvarı’nda bulunan Eren Bar da kentteki gece hayatının yaşandığı mekanların başında gelir.