Nallıhan, asırlardan beri bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Bitinya, Frigler, Hititler, Pers, Roma, İskender ve Bizans gibi büyük imparatorlukların egemenliğinde kalmış.
1071 yılından sonra Malazgir Zaferi’nin ardından Türklerin egemenliğe geçmiş. Orhan bey döneminde ise Osmanlı topraklarına katıldı. Nallıhan tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle gezgincileri kendine hayran bırakıyor.
900 yıllık tarihi mescit, mimarisi ve dokusuyla dikkat çekiyor. Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyor yer uzun yıllar ibadethane olarak kullanılmış. Köy halkı tarafından ziyaret edilen mekan günümüzde definecilerin zarar verdiği için kaybolmaya yüz tutuyor.
Bölgede aynı zamanda asırlar önce yerleşim ve barınak olarak kullanılmış 4 küçük ve 1 büyük mağara bulunuyor. Aynı zamanda mağaralar toplu yaşam alanı olarak da kullanılmış. Köy halkı hayvanlarını koruduğu bir yer.
Mağaranın giriş kısmında iki oda, iç bölümünde ise dört oda yer alıyor. Nallıhan’da Taptuk Emre Dergahı’da bulunuyor. İlçe tarihi ve doğal güzelliklere sahip. Ancak turizme henüz tam olarak açılmamış. İpekyolu üzerinde bulunan nallıhan bir çok tarihi olayada tanıklık etmiş.
Tarihçisi Abdülkerim Erdoğan, yaptığı araştırmalarda halk arasında türbe olarak bilinen yapının mescit özellikleri taşıdığını bildirerek, “Anadolu’da çok nadir rastlanan bir mimari yapımız var. Bu yapıya işinin uzmanları olan kişilerin bir kısmı türbe diyor, bir kısmı mescit olarak adlandırıyor. Haçvari kare planlı kubbeli bir yapı. Oldukça küçük bir yapı zaman içerisinde çok değişikliğe uğramış. Defineciler yapı içerisinde define aramışlar.
13-14. yüzyıl özelliklerini taşıyan türbenin bir de küçük mihrabı bulunuyor. Burada Cuma ve bayram günleri namaz kılınıyor. Bölge Karadeniz iklimini yaşıyor.. Barajlar ve Kızıltepe dikkat çeken yerler. Türk tarihinin önemli noktalarındandır ve kısmen Sakarya adasında yer almaktadır.