Yaz tatili denince akla Kuzey Ege ve Ege bölgesinde yer alan yerler gelse de Sonbahar-Kış sezonunda yakın yerlerden biri olan Balıkesir’e bağlı yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgi gösterdiği adalardan biri olan Cunda Adası kış tatilinizin en güzel alternatiflerinden biri olabilir. Belki denizde yüzüp, plajda güneşlenemeyebilirsiniz ancak şömineli bir otelin odasında sıcak şarabınız ve jazz müzik eşliğinde güzel bir akşam geçirebilirsiniz. Cunda Adası’nda tarihi ve kültürel bir çok yerin oluğu için kış tatili için de güzel bir kültür gezisi olarak değerlendirilebilecek bir yer olduğunu unutmayın. Yaz aylarında yaşanan trafik sıkıntısını kış sezonunda yaşamayacağınız için huzurlu bir tatil geçireceğinizden emin olabilirsiniz.

Kuzey Ege’de yer alan Cunda Adası, bol oksijen kaynağı, mitolojik İda yani Kaz Dağları’na sırtını dayamış Akçay üzerinden Ayvalık’a doğru yol alıyorsunuz. Bu yolculuk süresince eşsiz doğa manzarası sizlere eşlik ediyor olacak.

Kaz Dağları’nın çerçevesine aldığı, masmavi bir denizin ortasına kendinizi bıraktığınızda bu doğa harikası yerde bulacaksınız kendinizi… Denizin ortasında irili, ufaklı adacıklara rastlamak mümkün… Otelinizin odasında, terasa çıktığınızda kendinizi cennetin köşesindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Yöreye özgü organik kahvaltınızı yaparken denizden geçen yatları ve tekneleri izlemenin keyfini yaşayacaksınız. Aşıklar Tepesi’ne karşılık içeceğiniz kahvenin ya da çayın tadına doyamayacaksınız.

Cunda Adası'nda Şömineli Tatil
Cunda Adası’nda Şömineli Tatil

Cunda Tarihi

Cunda’nın tarihiyle ilgili en net bilgiler Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye isimli eserinde yer alıyor. Buna göre ada Yunda Adaları’ndan biri olan Galat olduğu rivayet ediliyor. Adanın ulusal kurtuluşundan sonra adı Alibey Adası olmuş. Adanın tarihi isimlerinden biri de ‘kokulu ada’ anlamına gelen Moshonis olarak da anılmış. Dünyaca ünlü antik Yunan tarihçisi Herodot buraya Ekatonisos dermiş. Coğrafyacı Strabon’da Cunda Adası için ‘Ekatos, Apollon’dan başkası değildir ve son derece kutsanan bir tanrıdır’ demiş o günden sonra burası Moshonisia olarak anılmaya başlanmış. Moshos ise bir korsanın adıymış. Başka rivayetlere göre de çok güzel kokan bir bitki ismiymiş.

Ada, 18. Yüzyılda Osmanlı döneminde özerklik kazanmış ve o dönemlerde küçük bir yer olmasına rağmen beş konsolosluğa ev sahipliği yapmış. Kurtuluş Savaşı döneminde ise işgalcilere ilk kurşunun sıkıldığı, Anadolu’da ilk direnişin başladığı yer olmuş. Alibey ise bu ilk kurşunu sıkan kişinin adıymış. Adanın adı da buradan geliyor.

Cunda’nın nüfusunun çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi sonucunda göçmüş olan Türklerden meydana geliyor. Bu yüzden burada yaşayan yaşlıların bir çoğu Rumca ve Yunancayı çok iyi biliyor. Rumlar ise Cunda’ya ‘Nesos’ diyorlar. Ada da bir çok tarihi döneme tanıklık etmiş kilise, Rum evleri ve manastır bulunuyor. İşlemeli kapı tokmaklarından, dış ve iç mimari özelliklerine kadar evlerin Rumlara ait olduğunu tahmin edebiliyorsunuz. Cunda’ya adım attığınızda karşıya doğru baktığınızda size Midilli Adası göz kırpıyor olacak… Akşamüzeri sahilde bulunan balık restoranlarında yemeğinizi yerken güneşin batışını izlemenin keyfini yaşayabilir, ardından meşhur Cunda lokmasının tadına bakabilirsiniz. Dilerseniz yine sahil üzerinde bulunan hediyelik dükkanlardan adaya özgü ürünlerden sevdikleriniz için satın alabilirsiniz.

Cunda Adası'nda Şömineli Tatil
Cunda Adası’nda Şömineli Tatil

Adanın önemli tarihi yapılarından biri olan ayrıca eşsiz bir manzaraya sahip Agios Yannis Kilisesi’ni görmeyi ve kafesinde kahve, şarap veya içinde tuz, limon ve soda bulunan Churchill içebilirsiniz. Ada tarihi yel değirmenleriyle de dikkat çekiyor. Burayı gezerken değirmenleri ve Taksiyarhis Kilisesi’ni görmeyi unutmayın. Cunda’nın Arnavut kaldırımlı taş sokaklarında gezerken yorgunluğunuzu Taş Kahve’de dinlenerek atabilirsiniz. Adanın en güzel kahvesi burada yapılıyor diyebiliriz. Buradaki molanın ardından Rumca adıyla Aydimitri Ta Selina yani Ayışığı Manastırı’nı görebilirsiniz. Manastır, 2012 yılında Suzan Sabancı Dinçer tarafından satın alınarak restore edilmiş ve 1923 yılında haline geri döndürülmüş.
1835 yılında yapılan ve günümüzde Komili ailesine ait olan Rahibe Okulu’da görülmesi gereken yerlerden biri.. Okulun eşsiz bir manzarasına hayran kalacaksınız. Ardından 1877 yılında evine giren hırsızlar tarafından öldürülen Despot’un Evi’ni görebilirsiniz. Evin eşsiz mimarisi görülmeye değer. Adanın merkezinde bulunan ve bölge halkı tarafından çok sevilen Ahmet Erol Keskin anısına belediye tarafından 2004 yılında yapılan güneş saati dikkatinizi çekecektir. Saat, güneş ışınlarının açısına göre hesaplanarak gölgesinin düştüğü konumdan ele alınarak saati öğrenmek için yapılmış.

Cunda’da Neler Yapılır, Neler Yenilir, Neler içilir?

Cunda denince akla hiç kuşkusuz her çeşit kaliteli şarapları gelir. Buradaki en güzel şarapları Vino’nun Şarap Evi’nde içebilirsiniz. Cunda pazarında organik, sağlıklı otlardan alabilirsiniz. Milli Park’ta unutulmaz bir tekne turu heyecanı yaşayabilirsiniz. Dilerseniz günübirlik Midilli Adası’na da uğrayabilirsiniz. Bunun için yanınıza pasaportunuzu ve dövizinizi almayı unutmayın. Adanın lor tatlısı ve lor kurabiyesinin tadına bayılacaksınız. Enfes papalina balığının tadı ise damağınızda kalacak. Girit mutfağının en güzel lezzetlerini tatmak isterseniz eğer Girit Mutfağı’na uğrayabilirsiniz.

Her mevsimin alternatif tatil tercihlerinden biri olan Cunda mutfak kültürüyle de yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çeken bir yer. Buraya geldiğinizde ada insanlarının samimiyetini, güler yüzünü, kedilerini, çocukların yüzündeki gülümsemeyi çok seveceksiniz. Sokakları gezdikçe dondurmacıları, buzlu badem satanları, lokmacıları görecek ve bu eşsiz lezzetlerin tadına bakmak isteyeceksiniz. Cunda’nın bilinen lezzetleri arasında Girit ezme, deniz börülcesi, zeytinyağına yatırılmış dil balığı, kabak çiçeği dolması, patlıcan ezme bulunuyor. Kelle peynirinden yapılan tarçınlı Kefalaki’nin tadına bayılacak, levrekten yapılan balık simidini tekrar yemek isteyeceksiniz. Hardal soslu ıstakoz, sakızlı ahtapot, fener balığı kavurması ve midye güveci en çok tercih edilen yemekler arasında yer alıyor. Sabah kahvaltısında ise üç çeşit peynirin karıştırılmasıyla hazırlanan Tirokafteri’nin tadına mutlaka bakmalısınız. Tarçınlı ve karanfilli keçi peynirinin tadını hiç bir yerde bulamayacaksınız. Asma yaprağında sardalye, şımarık pilav, cevizli eriştenin tadı ise damağınızda kalacak. Cunda Adası’ndan ayrılmadan evvel adaya özgü organik ve yöresel ürünlerden kendiniz ve sevdikleriniz için satın alabilirsiniz. Ege mutfağının en güzel lezzetlerini bulabileceğiniz ada da bütçenize uygun fiyatlarla sunum yapan kafe ve restoranlara gidebilirsiniz. Bunun yanı sıra konaklayabileceğiniz tesis alternatifleri de oldukça fazla.

Cunda Adası’na Ulaşım

Buraya gelebilmek için Ayvalık’tan kara veya denizyoluyla gelebiliyorsunuz. Ayvalık merkezle, Cunda Adası yaklaşık olarak 7 kilometre mesafe var. Ayvalık merkezden buraya gelen otobüsler bulunuyor yolculuğunuz yarım saat sürüyor. Sabah 06:30-01:00’a kadar araçlar çalışıyor. Bunun yanı sıra 07:00-01:00 saatleri arasında dolmuş ve taksileri de kullanabilirsiniz.  Aynı zamanda Ayvalık Limanı’ndan her saat başı kalkan feribotlarla da buraya rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

[insert page=’balikesirde-yapilacak-seyler’ display=’content’]